Gül, 300’den fazla türü ve binlerse çeşidi olan, Gülgiller (Rosaceae) familyasına ait çok yıllık bir bitki ve onun çiçeklerine verilen addır. Antarktika hariç tüm kıtalarda yetişen bir bitki olan gülün çoğu çeşidinin anavatanı Asya’dır. İlk olarak M.Ö 500 yıllarında Çinliler tarafından kültürü yapılmaya başlanmıştır. Günümüzde yetiştirilen yüzlerce gül çeşidi, 3 ana gülden köken almaktadır :
İç ve dış mekan süs bitkisi olarak yaygın şekilde kullanılan güller, kullanım alan ve şekillerine göre;
Bazı akademik araştırmalar ve yeni varyete çalışmaları dışında çok fazla kullanılan bir üretim yöntemi değildir. Gülün tohumları oldukça sert olur ve ekildikleri ilk yıl çimlenmezler. Çimlenmenin teşvik edilmesi için sonbahardan başlayarak ilkbahara kadar katlama yapılır. Havaların ısınmasıyla beraber katlamada çimlenmeye başlayan tohumlar tavalara veya kasalara 10 cm’lik aralıklarla ekilirler.
Bitkinin toprak altı ve/veya toprak üstü kısımlarından çelikler alınarak yapılan üretim çeşididir. Bu yöntemle üretilen güllerin ömrü 3 – 4 yıl kadardır. Ayrıca bu güller hastalıklara karşı daha hassas ve çiçekleri daha küçük olduğundan çok fazla tercih edilen bir yöntem değildir.
En sık kullanılan yöntemdir. Aşılama yöntemi olarak göz aşısı, kalem aşısı veya dilcikli ingiliz aşısı kullanılabilir. Aşılamanın başarı oranı gülün çeşidine ve kullanılan aşılama yöntemine göre değişiklik gösterir.
Göz Aşısı : Bu yöntemde kalem olarak, üzerinde göz ya da tomurcuk bulunan kabuk parçası kullanılır. Ekonomik ve uygulaması kolay bir aşıdır. “Sürgün göz aşısı” ve “durgun göz aşısı” olmak üzere 2 çeşidi vardır. Sürgün göz aşısı Nisan – Mayıs aylarında yapılır ve anaç güle yerleştirilen göz, aynı yıl içerisinde sürgün verir. Durgun göz aşısı ise Haziran – Eylül ayları arasında yapılır ve aşı gözleri ertesi yıl sürer.
Kalem Aşısı : Bu aşının yapılacağı anaç en az 2 yaşında olmalıdır. Üzerinde tomurcuklar bulunan kalemler aracılığıyla yapılan bir aşıdır. Farklı pek çok kalem aşısı yöntemi vardır.
Dilcikli İngiliz Aşısı : Genellikle bodur güllerin yetiştiriciliğinde ve tohumdan yetişen yabani güllerde kullanılır. İlkbahar’da, Nisan – Mayıs aylarında yapılır. Kalem olarak üzerinde birden fazla tomurcuk bulunan tek yıllık sürgünler kullanılır. Bu aşının tutmasında anaç ve kalemin aynı kalınlıkta olması büyük önem taşır.
Bu yöntemle çoğaltma ilkbahar ya da sonbahar aylarında uygulanır. Çelikle üretimin zor olduğu çeşitlerde tercih edilen bir üretim yöntemidir.
Bir çok gül çeşidinin 20 – 22 °C’den yüksek sıcaklıklarda veriminin arttığı, gelişme süresinin kısaldığı ancak çiçek kalitesinin düştüğü belirlenmiştir. Çünkü bu sıcaklıklarda sap kısalır ve küçülür.
Yeni dikilen gülerde sıcaklık, dikkat edilmesi gereken bir kriterdir. En kritik dönem olan çiçek tomurcuklarının bezelye büyüklüğüne gelinceye kadar olan sürede sıcaklık 21 °C’de tutulmalı sonrasında ise 16 °C’ye düşürülmelidir.
Gülün nem isteği ortam sıcaklığına bağlı olarak değişir. 24 °C’de bağıl nem % 60 olmalıdır. Düşük nem büyümeyi olumsuz etkilerken yüksek nem özellikle fungal hastalıkların yayılmasına sebep olur.
Örtü altında gül yetiştiriciliğinde havalandırmaya özen gösterilmelidir.
Güller çok fazla seçici olmamakla beraber kumlu – tınlı toprakları tercih eder. Besin elementleri bakımından fakir, fazla asidik ve kireçli topraklar yetiştiricilik için uygun değildir.
Yetiştiricilik için drenajı iyi topraklar tercih edilmeli, su tutan topraklardan kaçınılmalıdır.
Dikimden itibaren yeterli sulamanın yapılması gerekir. Sulama miktarı ve zamanı, toprak yapısına, çevre ve iklim şartlarına, gülün büyüme periyoduna göre değişiklik gösterir. Genel anlamda yaz aylarında ve sürgün verme dönemlerinde su ihtiyacı artarken kış aylarında ve çiçek kesim dönemlerinde azalır.
Güller susuzluğa dayanıklı bitkilerdir ve sulama yapılmasa da kolay kolay kurumazlar. Ancak yetersiz sulama durumunda bitki gelişimi yavaşlar, tomurcuk vermez ve çiçekleri küçülür. Düzensiz sulamalarda yeni dikilen güler kuruyabilir.
İdeal sulamada gül fidanlarının etrafı hafifçe çukurlaştırılır ve bu çukur haftada 2 – 3 kez suyla doldurulur. Sadece toprağı ıslatmak yeterli değildir. Az ve sık sulamadan kaçınılmalıdır. Saksı güleri daha sık sulanırlar.
Dikim öncesi kumlu topraklarda yanmış çiftlik gübresi, ağır topraklarda ise samanla karışık at gübresi verilebilir. Güller her yıl gübrelenmelidir. Bunun için gül fidanlarının çevresi sonbaharda yanmış gübreyle tamamen örtülür. Bu sayede kökler de soğuktan korunmuş olur.
Tomurcuk zamanı hazırlanacak gübre şerbeti ya da suni gübre kullanımı bol çiçek açmasına neden olur. Temmuz ayına gelinceye kadar en az 3 defa şerbet verilmelidir. Gübre şerbeti hazırlamak için bir kovanın içerisine bir kaç kürek yanmış çiftlik gübresi konur ve ıslatılır. Üzeri örtülü olarak bu şekilde 3 – 4 gün kadar bekletilir. Sulamayla beraber güllere verilir. Özellikle kanatlı gübreleri bu yöntemle verilmelidir.
Gül Fidanı Dikimi
Çıplak köklü fidanlar için ideal dikim zamanı Kasım – Mart ayları arasındaki dönemdir. Ancak kışın toprağın soğuk ve sert olduğu dönemlerde dikim yapılmaz. Tüplü fidanlar yıl boyu dikilebilir. İlkbaharda yapılan dikimlerse sulamaya özen gösterilmelidir.
Dikim yapılacak fidanlarda aşı yerinin üzerinden çıkmış en az 3 – 4 sağlıklı dal bulunmasına, fidanın hastalıklardan ari olmasına, yapraklarının canlı ve lekesiz olmasına dikkat edilmelidir.
Açık alan yetiştiriciliğinde dikim için 40 cm genişliğinde ve 60 cm derinliğinde dikim çukurları açılır. Bu çukurun dibine toprakla karıştırılmış gübre konur. Dikimi yapılacak çıplak köklü fidanlara dikim budaması (kök tuvaleti) yapılarak söküm sırasında zarar gören, fazlaca uzayan veya kuruyan kökler temizlenir. Dallarda da gerekli budamalar yapılır.
Dikim için gerekli budamaları yapılan gül fidanları, hazırlanan çukurlara kökleri kıvrılmayacak vaziyette, aşı yerleri toprak yüzeyinin üstünde kalacak şekilde dikilir. Dikimin ardından mutlaka can suyu verilmelidir.
İdeal dikim aralığı gülün çeşidine göre değişiklik gösterir. Dikim aralıklarına mutlaka dikkat edilmelidir, sık dikimlerde yetersiz havalanmadan dolayı fungal hastalıklar artar, bakım işlerinin yapılması güçleşir. Çeşitlere göre ideal dikim aralıkları aşağıda verilmiştir.
Gül yetiştiriciliğinde budama büyük önem taşır. Budanmayan güller yoğun sürgün verir, çiçekleri küçük ve kalitesiz olur. 4 farklı nedenden dolayı budama yapılır.
Budanmayan güller yoğun sürgün verir, çiçekleri küçük ve kalitesiz olur. İdeal bir budamada kuru, zarar görmüş, verimsiz dallar çıkarılarak geriye sağlıklı ve istenilen formda dallar bırakılır. Böylece hem sağlıklı ve kuvvetli bir gelişim sağlanır, gülün daha iyi havalanması ve güneş görmesi mümkün olur.
Bahçe güleri için en uygun budama zamanı sonbaharın sonu ile kış aylarıdır. Budamalar gözler uyanmadan önce tamamlanmalıdır. Kış aylarının ılık geçtiği bölgelerde erken budama yapılabilir. Fakat erken budanan güllerin erken uyanacağı ve soğuk havalardan zarar görme ihtimalinin olduğu göz ardı edilmemelidir.
Kesimler gözün 5 – 6 mm üstünden 30 – 45 °’lik açıyla düzgün bir şekilde yapılmalıdır. Yapılacak kesim gözün ters yönünde olmalı ve 5 – 6 mm’den büyük tırnak bırakılmamalıdır. Gözün yönü de önemlidir, bırakılacak gözler dışarıya bakmalıdır. Bahçe gülleri genel itibariyle 3 şekilde budanır :
Tırmanıcı güllerde dikim sonrası 2 – 3 yıl budama yapılmaz ancak ölü, cansız, hastalıklı dalar kesilir. Sürekli çiçek açan, kuvvetli melez tırmanıcı güller de dinlenme mevsiminde budanır. Yaşlı ve çiçeklenmeyen dallar çıkarılırken bırakılan 3 – 4 kuvvetli sürgün bağlanır. Çok uzun sürgünler çiçeklenmeyi teşvik etmek adına kısaltılır.
Bu güllerde hafif bir budama yapılır. Şekli bozan ve sıkışıklığa neden olan sürgünler alınır. Dip sürgünleri uzunluklarının yarısı kadar budanır. Budama işlemi yeni sürgün oluşturacak gözler üzerinden yapılmalıdır.
Açtıktan sonra vakti geçmiş ve solmuş çiçekler bitki üzerinde bırakılmamalıdır. Bu durum hem yeni çiçeklenmeyi olumsuz etkiler hem de bitkiyi zayıflatır. Bu yüzden solmaya başlayan çiçekler, saplarının alt kısmında 2 adet 5 parçalı yaprak bırakılarak kesilir.
Bir çok hastalık ve zararlısı olan gül yetiştiriciliğinde özellikle havalandırmaya, yabancı ot mücadelesine, toprak dezenfeksiyonuna dikkat edilmeli, güllerin bakımına özen gösterilmelidir.
DİKKAT! Tüm yetiştiriciliklerde geçerli olmak üzere, gerek hastalık, gerek zararlı, gerekse yabancı otlara karşı pestisit kullanmak gerekebilir. Bu durumda mutlaka yetkili Ziraat Mühendisleri tarafından reçete edilmiş, Tarım ve Orman Bakanlığı‘ndan ruhsatlı pestisitler kullanılmalıdır. Pestisitler mutlaka,