Bektaşi Üzümü, Grossulariaceae (Bektaşiüzümügiller) familyasından, çok yıllık, çalı formunda bir üzümsü meyvedir. Anavatanı Batı Asya ve Avrupa’dır. İlk kez 16. Yüzyıl’da, İngiltere’de kültüre alınmıştır. Özellikle 19. Yüzyıl’dan itibaren popülaritesi artmıştır. Günümüzde en fazla üretim yapılan ülke Almanya’dır. Bu ülkeyi sırasıyla Rusya, Polonya, Ukrayna, Çekya, İngiltere ve Avusturya izler. Yetiştiği kıtalara göre farklı türleri mevcuttur :
Çok yıllık, çalı formunda ve güçlü büyüyen bir bitkidir. Genç sürgünleri tüylü ve yeşil renklidir. Yaşlı sürgünlerinin boğumları dikenli olur. Bazı çeşitler kendi kendini tozlar. Ancak bir çok çeşitte dişi organlar erkek organlardan uzun olduğu için mutlaka tozlayıcı çeşide veya böceklere ihtiyaç duyar.
Bektaşi üzümünün çiçekleri yeşilimsi sarı renkte olurlar. Çiçekler, 2 yaşlı dallarda ya da dikensiz olan kısa sürgünlerde oluşur. Çanak yapraklar, taç yapraklara göre çok büyük olur. Çiçek salkımları küçüktür, genellikle tek çiçek bulunur ancak bazı çeşitler 2 veya 3 çiçekli olurlar. Pek çok çeşitte çiçek salkımında tek çiçek bulunduğundan , ilkbahar geç donlarından daha çok etkilenir. Bu yüzden, bu tip donların yaşandığı bölgelerde çok çiçekli salkım meydana getiren çeşitlerin kullanılması gerekir.
Meyveleri farklı renkte, şekilde büyüklükte olabilir. Meyveler tüylü ya da parlak, yuvarlak ya da uzun olabilir. Meyveler dala bir sap aracılığıyla bağlanır. Daha sonrasında sapın yumurtalığın devamı olan kısmı biraz etlenir, sulanır ve sapçık adını alır. Olgunlaşma sırasında sap ile sapçık arasında bir ayrılma tabakası oluşur. Daha sonra sap ile sapçık birbirinden ayrılır, sapçık meyveyle beraber düşer, sap kısmı ise dal üzerinde kalır.
Çeşitlerin ayırt edilmesinde meyvelerin üzerinde görülen damarların büyük önemi vardır. Meyvelerin üstünde bulunan tüyler de çeşitlere göre farklılık gösterir.
Yabani türleri soğuğa karşı oldukça dayanıklıdır. Ancak kültüre alınan türlerin sürgünleri aşırı soğuklarda zarar görebilir. Bitkinin çiçek ve meyveleri de soğuğa karşı çok hassastır. Hassasiyet meyve bağlama döneminde artar. -3° ya da -4°C’ lerde meyveler hemen kararır. Fazla sıcak havalar da bitkinin gelişimini ve meyve oluşumunu olumsuz etkiler.
Çiçeklerini erken açtığından bahçe tesisi için çok soğuk yerlerde kuzeye bakan yamaçlar tercih edilmemelidir. İyi bir hava sirkülasyonu sağlanan yerlerde bahçe kurulmalıdır. Açık ve fazla güneşli araziler, özellikle güneş yanıklığına hassas çeşitlerin yetiştirilmesine uygun değildir.
Kış aylarında sürekli yağış olmayan bölgelerde, bütün topraklarda adapte olabilir. Daha yüksek verim için organik maddece zengin topraklar tercih edilmelidir. Orta ağır topraklarda gelişimi iyidir. Optimum pH seviyesi 6 – 7 aralığıdır. Yeterli nem barındırmayan topraklarda erken yaprak dökümlerine rastlanabilir. Bu durum meyvelerin güneşten etkilenmelerine neden olur. Fazla ağır ve su tutan topraklarda ise meyveler geç olgunlaşır ve yeterince tatlanmaz.
Bektaşi üzümlerini çoğaltmada 4 farklı yöntem uygulanmaktadır.
Generatif üretim şeklidir. Pratikte kullanımı yoktur, sadece ıslah çalışmalarında kullanılır. Tohum almak için meyveler toplanır toplanmaz 0°C sıcaklığında bir yere konur. Çekirdekleri hemen çıkartılır ve derince bir katlamayla kurumadan, nemli bir ortama bırakılır. Bu durumda bile çimlenme oranı % 50 – 80 arasındadır. Katlanmadan çıkarılan tohumlardan frenk üzümü ve asmada olduğu gibi fidan elde edilir.
Çelikler, Mayıs – Haziran ayları arasında yeni sürgünlerden, hafif odunlaşma başladıktan sonra alınır. Çelikler üzerinde 1 veya 2 göz bulunacak şekilde 6 – 8 cm uzunluğunda kesilmelidir. Bunlar 2 – 3 cm derinliğinde, biraz torf karıştırılan kumlu bir yerde köklenmeye bırakılır. Çelikler kum içerisine iyice sıkıştırılmalıdır. Bu işleme başlamadan önce çeliğin alt tarafındaki yapraklar koparılmalıdır.
Bazen odun çeliğiyle de çoğaltma yapılabilir. Bu yöntemde çelikler Ekim ayında 12 – 15 cm uzunluğunda alınır ve çoğaltılır.
Ticari üreticilikte en çok tepe daldırması yöntemi uygulanmaktadır. Amerikan çeşitleri genellikle bir mevsim sonra iyice köklenir. Bu bitkiler bahçeye dikilmeden önce fidanlığına şaşırtılıp, bir mevsim daha büyümeye bırakılır. Avrupa çeşitleri ise iki mevsim daldırmada bırakılır. Böylece ana bitkiden ayrılacakları sırada yeterli kök gelişimi sağlanmış olur.
Tepe daldırmadan başka adi (basit) daldırma yöntemi de uygulanmaktadır. Bu yöntemde bir dal toprağa doğru bükülür, toprağa giren kısım toprakla örtülür ve dalın uç kısmı topraktan dışarı çıkarılır.
Çok az kullanılan bir yöntemdir. Bilhassa yüksek formlu bitkiler elde etmek için, anaç olarak kullanılmaktadır. Daha çok kalem aşı yöntemleri kullanılmaktadır. Kakma aşı ve kenar aşı teknikleri uygulanabilir. Anaç olarak çoğunlukla Ribes aureum kullanılmaktadır. Anaç yetiştirmek için yabani formlar sonbahar aylarında fidanlığa dikilir ve ertesi yıl yaz sonunda aşılama yapılır. Meyve ağaçlarında uygulanan aşı çeşitleri hakkında daha fazla bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
Bahçe yeri seçilirken ekonomik ve ekolojik faktörler göz önünde bulundurulmalıdır. Bektaşi üzümleri yüzlek köklü gelişse de dikimden önce derin bir toprak işleme ve temel gübreleme yapılmalıdır. Dikim öncesinde rotovatör, merdane ya da sürgü kullanılarak kesekler kırılmalı ve toprak düzeltilmelidir.
Çeliklerin kök boğazı en az 10 cm toprak altında kalacak şekilde önceden açılan çukurlara yerleştirilir ve toprakla kapatılıp iyice sıkıştırılır. Toprak üstünde kalan sürgünler 10 – 15 cm kalacak şekilde kesilir.
Sıra üzeri ve sıra arası dikim mesafeleri, dikilen çeşitlere ve terbiye sistemlerine bağlı olarak değişebilir.
Özellikle kurak geçen bölgelerde ve dönemlerde sulama yapmak gerekir. Yapılacak sulama, alınacak ürünün kalitesini ve miktarını artırır. Yapılacak sulamanın sıklığı ve sulama suyu miktarı, yetiştiricilik yapılan bölge şartlarına göre değişir.
Genel prensip olarak her türlü bitkinin yetiştiriciliğinde, gübrelemeye karar vermeden önce mutlaka toprak analizi yaptırılmalıdır. Gübreleme programı da bu analizin sonuçlarına göre hazırlanmalıdır. Genel olarak bektaşi üzümü üretiminde aşağıdaki gübreler uygulanır.
Azotlu gübrelerin ikisi ilkbaharda, biri de çiçeklenmeden sonra olmak üzere 3 defada verilmesi tavsiye edilir.
Bektaşi üzümünde en kaliteli ve bol meyve, 1 yıllık sürgünlerden elde edilir. Bununla beraber yaşlı dalların yan sürgünlerinde de meyve oluşturan gözler bulunabilir. Bu yüzden budama sırasında bu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır.
Çatıyı oluşturan sürgünlerin sayısı en fazla 6 – 8 adet olmalıdır. Bunlardan biri ana dal olarak tutulur, diğer sürgünler ise bu ana dalın çevresinde düzenli olarak dağıtılır. Ayrılan yer sürgünleri ise 1/3’ünden ya da yarısından geriye doğru budanır. Daha sonra çatı sürgünleri arasında seyreltme yapılmalıdır. Birbirine rakip olabilecek, kalın duran ve içeriye doğru büyüyen dallar seyreltilir.
1 yaşındaki sürgünler meyveleri taşıdığı için, çalı grubu oluşturulduktan sonra, bırakılan yıllık sürgünlerin düzenli olarak budanması tavsiye edilir. Böylece fazla meyve bağlanmasının ve meyvelerin küçük kalmalarının önüne geçilir. Bununla birlikte bitkiler arasında daha iyi bir hava sirkülasyonu sağlanacağından, başta külleme olmak üzere fungal hastalıklara karşı tedbir alınmış olur.
Ağaççık gövde formundaki bektaşi üzümü yetiştiriciliğinde;
Diz boyu gövde isteniyorsa, aşı yöntemine başvurulmadan da şekil vermek mümkündür. Bunun için başlangıçta 1 yaşında, köklü bir fidan seçilir. Dikilen fidanın ilk sürgünlerinden en kuvvetli gelişeni bırakılır, diğerleri dipten kesilip çıkarılır. Bırakılan bu ana sürgün, istenilen gövde yüksekliğine gelince kesilir. Keserken, tacı oluşturmak üzere üstten 4 – 5 adet tomurcuk bırakılır, diğerleri körlenir ve gövde bir hereğe bağlanır.
Yan dallar budanırken, taç bölgesine yeterli hava ve ışık girecek şekilde budama yapılmalıdır. Sıkıca birbirine giren yan dallar kesilip çıkarılmalıdır. Kısa ve zayıf dalcıklar, 2 – 3 tomurcuk bırakılarak budanmalıdır. Fazla eğilen dallar yukarı kaldırılmalıdır. Amaca uygun olarak oluşturulan bir taç, bol ve kaliteli ürünün teminatıdır.
Bektaşi üzümünde hasat zamanı, yetiştiricilik amacına göre değişiklik gösterir.
Hasadı yapılan bektaşi üzümleri 1. ve 2. sınıf olarak ayrılırlar. 1. sınıf meyveler aynı olgunlukta ve kusursuz olmalıdır. Bu sınıfta fazla olgun meyvelere izin verilmez ancak biraz erken hasat edilen meyveler bulunabilir. 2. sınıf meyveler, az kusurlu ve biraz olgunlaşmış olabilir. Bütün meyvelerin aynı olgunlukta olması gerekmez.
Hasadı yapılan bektaşi üzümleri, farklı tipteki kasa, sepet ya da kovalara doldurulur. Perakende satış için ise genellikle 0.5 kg’ lık paketlerde ambalajlama yapılır.
Bektaşi üzümleri 0 °C veya -1 °C sıcaklıklarda ve % 90 bağıl nem içeren ortamlarda 5 – 6 haftalık bir süre boyunca saklanabilir.
Yabancı ot mücadelesi için sıra üzerleri ilkbaharda çapalanır. Sıra aralarında ilkbaharda toprak işleme yapılır. Yaz aylarında da toprak sık sık kabartılmalı, sonbaharda derin bir sürüm daha yapılmalıdır. Herbisit (yabancı ot ilacı) kullanımı tavsiye edilmez. Gerekli görülmesi halinde de çok dikkatli kullanılmalıdır.
Yetiştiricilikte en sık karşılaşılan hastalık, fungal bir hastalık olan Külleme‘dir. Yaprakkesen olarak adlandırılan bir Lepidoptera larvası da bazen ekonomik zarara neden olmaktadır. Bunların dışında en büyük zararı kuşlar yapar. Bazı kuş türleri genç meyveleri, bazıları da ergin meyveleri yiyerek zarara neden olurlar.
DİKKAT! Tüm yetiştiriciliklerde geçerli olmak üzere, gerek hastalık, gerek zararlı, gerekse yabancı otlara karşı pestisit kullanmak gerekebilir. Bu durumda mutlaka yetkili Ziraat Mühendisleri tarafından reçete edilmiş, Tarım ve Orman Bakanlığı‘ndan ruhsatlı pestisitler kullanılmalıdır. Pestisitler mutlaka,
Tercihen porselen ya da cam bir demliğe 1 çorba kaşığı kadar kuru bektaşi üzümü yaprağı konur. Üstüne bir su bardağı kadar kaynar su dökülerek demliğin kapağı kapatılır. Demlemede metal demlik kullanılmamalıdır. Demlik temiz bir havluya sarılarak 20 dakika kadar bekletilir. Sonrasında yapraklar süzülerek içilir. İsteğe göre, tatlandırmak için bir çay kaşığı kadar bal eklenebilir. Sade tüketilmesi tavsiye edilir. Hazırlanan çay, yemeklerden yarım saat sonra, günde 1 fincan içilmelidir.
UYARI Bitkiye alerjisi olanların, hamilelerin ve küçük çocukların bu çayı tüketmesi tavsiye edilmez. Yüksek derecede idrar söktürücü özelliğinden dolayı dikkatli tüketilmesi gerekir.
İçerik |
Miktarı |
Günlük Değer % |
Kalori |
44 kcal | % 2.2 |
Karbonhidrat |
8.5 g |
% 2.8 |
Lif |
2.9 g |
% 11.6 |
Protein |
0.8 g |
% 1.6 |
Yağ |
5.85 g |
% 9 |
Kolesterol |
0.0 mg | % 0.0 |
Vitamin A |
35.0 IU |
% 0.7 |
Vitamin C |
35 mg |
% 58.3 |
Potasyum |
200 mg |
% 5.7 |
Kalsiyum |
30 mg |
% 3.0 |
Demir |
0.6 mg |
% 3.5 |