Acur, Kabakgiller (Cucurbitaceae) familyasından, anavatanı Güneybatı Asya, İran ve Afganistan olan, yazlık bir sebzedir. Taze olarak tüketildiği gibi salata malzemesi ve turşuluk olarak da tüketimi vardır. Türkiye’de özellikle Ege, Akdeniz, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri’nde yetiştiriciliği ve tüketimi yaygındır.
Bilimsel İsmi : Cucumis melo var. flexuosus
Sürünücü gövdeye sahip, tek yıllık bir bitkidir.
Önce kazık kök, sonra saçak kökler gelişir. Köklerinin % 80’i 30 – 40 cm derine inerken % 20’si 40 – 100 cm derinliğe ulaşır.
Acurun gövdesi 1 – 2 m kadar uzayabilir. Gövdesi yuvarlak ve tüylüdür. Çimlenmesinden itibaren, 3 – 4 yapraklı oluncaya kadar dik olarak gelişir. Bu aşamadan sonra sürünücü bir gövde halinde büyüme devam eder. Bitkinin ana gövdesinin büyümesi, koltuk sürgünlerinin oluşması ve meyve tutumuyla birlikte baskılanır. Gövdenin üzerindeki her boğumda vejetatif tomurcuklar yer alır. Bu tomurcuklar, bilhassa alttan sürdüklerinde, ana gövde boyuna kısalır.
Kavun yapraklarına benzerlik gösterir. Kalp şeklinde, beş köşeli ya da yuvarlak yapıda olabilir. Yaprak sapları tüylü, oluklu ve uzundur.
Erselik veya monoik çiçek yapısına sahiptir.Meyve dallarının ilk 2 boğumunda dişi çiçekler, sonraki boğumlarda ise erkek çiçekler oluşur. Erkek çiçekler, 3 – 5 çiçekten oluşan demetler halinde yaprak koltuklarından çıkarlar. İklim şartları ve bitkideki hormon dengesi, dişi ve erkek çiçek çıkışında etkilidir. İlk dişi çiçekler ekimden 35 gün sonra çıkarlar.
Meyvelerin çapı 2.5 – 7.5 cm, boyları ise 45 – 90 cm arasında değişir. Meyveler yuvarlak, orak şeklinde ya da eğri olabilir. Renkleri koyu yeşilde gri – beyaza kadar farklılık gösterir.
Acur tohumları krem ya da koyu sarı renkli, oval görünüşlüdür. 1 gramında 20 – 50 arasında tohum bulunur. Tohumlar, 5 – 10 °C’de 5 – 10 yıl kadar canlılıklarını koruyabilirler.
Işık ve sıcaklıktan hoşlanan bir bitkidir. Acur tohumlarının çimlenebilmesi için minimum toprak sıcaklığı 15 °C olmalıdır. Optimum çimlenme ısısı 25 – 30 °C’dir. Bitki için ideal gelişme sıcaklığı ise 20 – 30 °C aralığıdır. Gece – gündüz sıcaklık farklarının yüksek oluşu, bitki gelişimini olumsuz etkiler.
Yüksek nemi sevmez, yetiştiricilik için ideal nem oranı % 60 – 70’tir. Yüksek nemde fungal ve bakteriyel hastalıkların oluşumu hızlanır. Ayrıca yaprak oluşumu hızlanır, bitki meyveye geç durur.
Organik maddece zengin, derin yapılı, su tutma kapasitesi iyi olan, tınlı ve havalanabilir toprakları sever. Topraktaki tuzluluk düşük olmalıdır. pH aralığı 6 – 7.5 olan, hafif asidik toprakları tercih eder.
Sonbaharın ilk yağışları ile beraber toprak hazırlık işlemlerine başlanmalıdır. Bu yağışların tava gelmiş toprağa derin sürüm uygulaması yapılmalıdır. Sonbahar yağmurlarının geç yağması durumunda yağışlar olmasa bile derin sürüm yapılmalıdır. Derin sürümden sonra arazideki keseklerin parçalanması için diskaro ile sürülerek arazi ekim veya dikime hazır edilmelidir.
Tohumlar direk tarlaya ekilebildiği gibi, fide yetiştirmek için torf – perlit karışımı doldurulmuş viyollere de tohum ekimi yapılabilir.
Direk tohum ekiminde, dekar başına 150 – 200 gram tohum atılır. Ekim – dikim mesafesi kuru şartlarda 0.5 x 1.5 metre, sulu arazilerde ise 1 x 3 metre olmalıdır. Bu durumda susuz şartlarda dekar başına düşen bitki sayısı 500 – 700 arasında değişirken, sulanabilir arazilerde 800 – 1250 bitki yetiştirilebilir.
Ocak usulü ekim yapıldığı taktirde, bitkiler 1 – 2 yapraklı olunca, her ocakta en iyi gelişim gösteren 1 veya 2 bitki bırakılır, diğerleri sökülmeden tepelerinden kesilir.
Bitkinin çiçeklenme ve ilk meyve verme dönemine kadar su ihtiyacı oldukça fazladır. İdeal sulama yöntemi, damlama sulamadır. Kuru şartlarda da acur yetiştiriciliği yapmak mümkün olsa da verim oldukça düşer.
Gübrelemeye karar vermeden önce mutlaka toprak analizi yapılmalı, analiz sonuçlarına göre bir gübreleme programı hazırlanmalıdır. Genel olarak dekar başına 4 – 5 ton çiftlik gübresi verilebilir.
Damlama sulamayla beraber gübreleme yapılıyorsa (fertigasyon), gübreler hatalık olarak verilmelidir.
Hasat için meyvelerin, çeşide uygun büyüklüğe ulaşmaları ve rengi almaları beklenir. Hasat, acurlar sertleşmeden yapılmalıdır. Hasat olgunluğuna gelen meyvelerin üzeri tüylüdür. Hasadın gecikmesi halinde bu tüyler kaybolur ve meyve eti sertleşir, çekirdek evi boşalır ve çekirdeklerin renkleri değişir. İlerleyen dönemlerde kavun kokusu hissedilir.
Hasat işlemi sabah erken ya da akşam saatlerinde, meyvelerin sapları makas veya bıçak yardımıyla kesilerek yapılır.
Ortalama verim, çeşit özelliği, iklim ve bakım şartlarına göre değişmekle beraber dekara 1.5 – 2 ton civarındadır. Sofralık ya da turşuluk yetiştiricilik da verime etkilidir. Tohumluk üretimde dekara 15 – 20 kg tohumluk alınabilir.
Acur genellikle depolanmadan, taze olarak değerlendirilir. Buzdolabında 1 hafta kadar tazeliğini korur.
Pek çok virüsün taşıyıcılığını yapan yaprak bitleri ve pirelerin mücadelesi açısından bu zararlıların konukçusu olan yabancı otların yok edilmesi büyük önem taşımaktadır. Yabancı otların verime olumsuz etki yapmaması için tarla sık sık çapalanmalı ve yabancı otlardan temizlenmelidir. Temizlenmeyen yabancı otlar bitki besinine ortak olmanın yanı sıra hastalık etmenleri için konukçu görevi görecektir. Yabancı ot mücadelesinde ilk çapalama ekimden 3 – 4 hafta sonra yapılır. 15 – 20 geçince 2. çapalama yapılır.
DİKKAT! Tüm yetiştiriciliklerde geçerli olmak üzere, gerek hastalık, gerek zararlı, gerekse yabancı otlara karşı pestisit kullanmak gerekebilir. Bu durumda mutlaka yetkili Ziraat Mühendisleri tarafından reçete edilmiş, Tarım ve Orman Bakanlığı’ndan ruhsatlı pestisitler kullanılmalıdır. Pestisitler mutlaka,
İçerik |
Miktarı |
Günlük Değer % |
Kalori |
23 kcal | % 1.2 |
Karbonhidrat |
5.16 g |
% 1.7 |
Lif |
0.8 g |
% 3.5 |
Protein |
0.7 g |
% 1.4 |
Yağ |
0.2 g |
% 0.3 |
Kolesterol |
0.0 mg | % 0.0 |
Vitamin A |
66 IU |
% 1.3 |
Vitamin C |
8.0 mg |
% 13.3 |
Potasyum |
202 mg |
% 5.7 |
Kalsiyum |
17 mg |
% 1.7 |
Demir |
0.5 mg |
% 2.8 |