Bu yazımızda, “silajlık bitkiler” ve onların “silolanabilirlik kriterleri” hakkında bilgiler vereceğiz. Böylece hangi yem bitkilerinin silaj yapmaya uygun, hangilerinin uygun olmadığının tespitinde, nelere dikkat etmemiz gerektiğini açıklamaya çalışacağız.
Silajı yapılacak yem bitkilerinin kuru madde içerikleri, gerek fermantasyon kalitesi gerekse fermantasyonda gerekli laktik asit (süt asidi) bakterilerinin gelişmesi bakımından son derece önemlidir. Silajlık bitkilerin hasadı, en iyi verimin alınacağı ve içeriğindeki kuru maddenin en yüksek olduğu dönemde yapılmalıdır.
Silajlık bitkiler genel anlamda % 30 – 40 oranında kuru madde içeriğine sahip olmalıdır. Fakat silolaması zor olan baklagiller gibi bitkilerde bu değer % 40 – 50 ‘ye kadar çıkabilir. Düşük oranda kuru madde içeren bitkiler Clostridium cinsi bakterilerin gelişimini teşvik ederler. Bu durum silajdaki bütirik asidin ve silo içi sıcaklığın artmasına yol açar. Bitkilerdeki kuru madde içeriğinin yüksek olması durumunda da silajı yeteri kadar sıkıştırmak mümkün olmaz, bu nedenle partiküllerin arasında hava kalır. Bu hava laktik asit üreten bakterilerin gelişmesini engel olur. Aynı zamanda bozulmaya sebep olan aerobik mikroorganizmaların, mayaların ve fungusların gelişmesine neden olur.
Silajı yapılacak yem bitkilerinin karbonhidrat içerikleri, silajın fermantasyonu esnasında, laktik asit bakterileri tarafından parçalanarak laktik aside dönüştürülür. Bu bakteriler fermantasyon sırasında ihtiyaç duydukları enerjiyi, suda kolay eriyen karbonhidratlardan sağlarlar. Bundan dolayı silaj yapılacak bitkiler, suda çözünebilen karbonhidratlar ( glukoz, fruktoz, sakkaroz) açısından zengin olmalıdır. Aksi halde, laktik asit bakterileri siloda yeterince çoğalamaz.
Silolanacak yem bitkileri, % 3’ten az olmamak kaydıyla, optimum % 6 suda çözünen karbonhidrat içermelidir. Mısır, şekerpancarı yaprağı ve buğdaygillerin karbonhidrat içerikleri, üçgül ve yonca gibi baklagillere oranla daha yüksektir. Bu nedenle, uygun zamanda hasat edilmeleri halinde, buğdaygil yem bitkileri dışarıdan katkı maddesine ihtiyaç duymadan fermente olabilmektedir. Baklagil yem bitkilerinden yapılacak silajlarda, silaja dışarıdan ekstra karbonhidrat kaynağı eklemek gerekir.
Bitkilerdeki azot içeriğinin çoğunu proteinler oluşturmaktadır. Silaj içeriğindeki azotun büyük çoğunluğu da serbest aminoasitler, amonyak, peptitler, nitrit ve nitratlar gibi protein dışı bileşiklerden meydana gelmektedir. Bitkilerde bulunan azotun yaklaşık % 30 – 50 ‘si, protein yapısında olmayan azotlu bileşiklerdir.
Proteinler, besin değeri bakımından son derece önemli olmalarına rağmen, siloda asidik bir ortam oluşmasına engel oldukları için, silaj yapımında olumsuz bir faktör olarak kabul edilir. Bu sebeple, protein bakımından zengin olan bitkilerin silolanması daha zordur.
Bitkilerin asitliğe gösterdiği dirence “tampon kapasitesi” adı verilir. Başka bir tanımla, silo içerisindeki ortam pH’sının 4’e düşmesi için gereken laktik asit miktarına “tampon kapasitesi” denir. Tampon kapasitesi, yem bitkilerinin silolanabilirliği bakımından çok kritik bir değerdir. Silaj yapılacak bitkiler, asitliğe karşı düşük direnç göstermelidir. Çünkü direnç ne kadar yüksekse, pH düşüşü de o denli yavaş gerçekleşir. Bazı yem bitkilerinin tampon kapasiteleri aşağıdaki çizelgede gösterilmiştir.
Çizelge 1. Bazı yem bitkilerinin tampon kapasitesi
Bitki Çeşidi |
Tampon Kapasitesi |
Mısır – Sorgum – Tahıllar |
200 |
Domuz ayrığı |
300 |
İngiliz Çimi |
350 |
İtalyan Çimi (Yıllık çim) |
430 |
Yonca |
520 |
Kırmızı Üçgül |
560 |
Yüksek oranda protein içerdikleri için baklagil yem bitkilerinin tampon kapasitesi, buğdaygil yem bitkilerine göre daha yüksektir. Bu sebeple buğdaygillere nazaran silolanmaları daha zordur.
Suda çözünebilen karbonhidrat içerikleri düşük ve tampon kapasiteleri yüksek olan baklagiller, silaj yapılmadan önce soldurulmalıdır. Bunun için baklagil yem bitkileri, biçim sonrası tarlada bir müddet bekletilir ve suları uçurulur. Böylelikle hem bitkideki aşırı su azalır hem de şeker oranı artar ve laktik asit bakterilerinin gelişmesine uygun bir ortam hazırlanır. İyi bir fermantasyon için, soldurma sonunda bitki en az % 30 – 35 kuru madde içermelidir.
Soldurma, kısa sürede tamamlanmalıdır. Çünkü soldurma esnasında bitkilerde solunum devam etmektedir. Dolayısıyla bitki bünyesinde bulunan karbonhidratlar da parçalanmaya devam edeceğinden, enerji kaybedilir.
Soldurma sırasında yağmur alan bitkiler kesinlikle silolanmamalıdır. Aksi halde aşırı su, tereyağı ve sirke asidi bakterilerinin gelişmesini teşvik eder ve silaj bozulur.
Kaliteli bir silaj yapabilmenin ilk koşulu, yem bitkilerinin en uygun zamanda hasat edilmesidir. İdeal hasat zamanı, aşağıdaki kriterlere göre değişir ve belirlenir :
Hasadın erken yapılması durumunda, bitkideki su içeriği fazla, besin içeriği az olur. Dolayısıyla silaj yapımı zorlaşır. Hasadın gecikmesi durumunda da, karbonhidrat oranı düşeceğinden, laktik asit bakterilerinin gelişimi baskılanır ve silajımızın kalitesi düşer.
Sorgum, sudan otu, mısır, tritikale ve arpa gibi buydaygiller için ideal hasat zamanı, bu bitkilerin “hamur olum” dönemleridir. Tahıl – fiğ karışımları için uygun zaman, tahılların hamur oluma girdiği, baklagillerin de alt baklalarında tohumların oluştuğu dönemdir. Bitkilerdeki karbonhidrat düzeyi bu dönemde fermantasyon için yeterli düzeydedir ve laktik asit bakterilerinin gelişimi için ideal bir ortam oluşmuştur.