Portakal, anavatanı Çin olan, Dünya’da elmadan sonra en çok tüketilen, turunçgiller familyasından etli, sulu ve lezzetli bir meyvedir. Çin’den sonra başta İspanya olmak üzere bütün Akdeniz ülkelerine, Güney Afrika’ya ve
Güney Amerika’ya yayılmıştır. En sevilen kış meyvesidir, ülkemizde Akdeniz ve Ege bölgeleri ile Karadeniz Bölgesi’nin Rize sahil şeridinde yetiştirilmektedir. Ülkemizde yetişen turunçgillerin yarısını portakal oluşturmaktadır.
Bilimsel İsmi : Citrus sinensis
Washington Navel
Navelina
Navelate
Lane Late
Yafa
Valencia
Moro
Taracco
Alanya Dilimli Portakal (Yerli çeşit)
Şeker Portakal (Yerli Çeşit)
Sanguinelli
Fukumoto
Cara Cara
Düşük sıcaklıklar ve don olayları , yetiştiriciliği sınırlayan başlıca iklim olaylarıdır. Düşük hava sıcaklıklarına dayanıklık, türlere göre farklılık gösterir. Portakallar -2°C ‘nin altındaki sıcaklıklarda zarar görürler. Zarar şiddeti, yaşanan don olayının süresine bağlı olarak değişir. Sıcaklığın -9 °C’nin altına düşmesi halinde ağaçlar ölür. Gelişme için en yüksek sıcaklık 45 °C’dir.
Rüzgar, bütün turunçgiller için 2. önemli iklim faktörüdür. Şiddetli rüzgâr, ağaçların kırılmasına, meyve dökümüne ve dalların birbirine sürtünerek yaralanmalara neden olur.
Bahçe tesisi için düşünülen yerde toprak derinliği minimum 1.5 – 2 m olmalıdır. Toprağın havalanabilir yapıda olması şarttır. Çünkü bitkinin kökleri hem yüksek miktarda oksijen ister hem de havasızlığa çok duyarlıdır. Bu nedenle toprak, havalanabilir ve süzek yapıda olmalıdır. Portakallarda etkili kök derinliği 30 – 90 cm aralığıdır. Havalanma imkanı azaldıkça, kökler toprak yüzeye doğru çıkarlar. Kökler, anaç ve toprak yapısına bağlı olarak yatay 7,5 metreye kadar yayılabilir.
Yetiştiricilik için ideal topraklar, hafif yapıda, drenajı iyi, havalanabilen, kumlu, kumlu – tınlı, tınlı, killi – tınlı yapıdaki topraklardır. Taban suyu yüksek arazileri hiç sevmez. İyi bir drenaj yapılmalıdır. Fazla kireçli ve ağır bünyeli topraklar da portakallar için uygun değildir. Taban suyu seviyesi 1,5 – 2 m’nin altında olmalıdır. Toprağın pH derecesi 5,5 – 6 olmalıdır. Dikimden önce 120 cm’ye kadar toprak numunesi alınarak analiz yapılmalıdır.
Arazinin eğimi % 3 ve daha fazlaysa teraslama yapmak gerekir. Toprağın kireç içeriğine dikkat edilmelidir. Alkali topraklar fosfor ve demir gibi elementlerin emilimini zorlaştırır. Bahçe toprağının tuzluluk oranı da % 0.3’ü geçmemelidir.
Fidanların üretileceği tohumların, hastalıktan ari ağaçlardan alınması gerekir. Bu ağaçlardan seçilen meyveler, ağaç üzerinden koparılmalıdır. Yere düşen meyvelerden tohum alınmamalıdır.
Fidan üretiminde kullanılacak tohumlar, sehpa veya plastik kasalara ekilebilir. Kasaları ve sehpalar, yeterince sulama yapılabilmek için, üst tarafta 2 – 3 cm kadar boşluk olacak biçimde toprakla doldurulur. Ekimde sıra üzeri mesafe 2,5 cm, sıra arası mesafe de 4 cm olmalıdır. İdeal ekim derinliği 1 cm’dir. Daha sonra tohumların üstü 1 cm harçla kapatılır. Harç hafifçe bastırılır ve haftada 1 kez sulanır.
Tohum yastığına ekilen tohumlardan çıkan çöğürler 10 – 15 cm boylanınca, içinde harç bulunan polietilen torbalara şaşırtılmalıdır. Anormal gelişim gösteren çöğürler kullanılmamalıdır. Seçilen çöğürlerin kök tuvalet budamaları yapılır. Sonra 4,5 – 5,5 litrelik torbalara şaşırtılır. Şaşırtma işleminden sonra hemen sulama yapılmalıdır.
Çöğürlerin gelişme dönemi boyunca seralardaki nem ve sıcaklık ve kontrol altında olmalı, sulama düzenli yapılmalıdır. Aksi halde, özellikle yüksek sıcaklıklar, %50’den düşük nispi nem ve düzensiz sulama çöğürleri strese sokar. Bu bitkilerde tepe büyümesi durarak yan gözlerden sürgün çıkışı artar. Çöğürler 30 – 35 cm boya ulaşınca hereklere bağlanırlar.
Aşı, iki farklı zamanda yapılır.
Aşıya başlamadan, anaç üzerinde bulunan fazlalıklar alınır. Kullanılacak aşı bıçakları bileylenmeli ve dezenfekte edilmelidir. Aşıları bağlamada kullanılan aşı bağları, aşıların tutması bakımından oldukça önemlidir.
Çöğürler, 1 m boy ya da 0,5 cm çapa ulaşınca aşılanabilir. Çöğürler bu büyüklüğe, tohumlar ekildikten 8 – 9 ay sonra ulaşır. Aşılama tekniği olarak çoğunlukla “T” göz aşısı kullanılmaktadır. Aşı yeri yüksekliği 25 – 30 cm olmalıdır. Kullanılan aşı gözleri hastalıklardan ari olmalıdır. Mesela Mersin Alata Bahçe Kültürleri Araştırma Enstitüsü ari aşı gözü üretimi yaparak fidan üreten resmi ve özel kuruluşlara dağıtmaktadır.
Aşı yapılan gözlerin sürmesini ve fidanların gelişmesini hızlandırmak için, aşıdan 15 – 20 gün sonra, aşı yerinin 5 cm üstünden tepe kısmı kesilir. Gözler, aşıdan 15 – 20 gün kadar sonra sürmeye başlar. Bu aralıkta aşı bağları da çözülmelidir. Sürgünlerin boyu 15 cm olunca, hereklere bağlanır.
Aşı gözünün haricinde, anaçtan çıkan sürgünler düzenli şekilde koparılır. Aşılanan gözden süren sürgünler 60 cm boylanınca tırnak, aşı yerinin hemen üzerinden kesilerek çıkarılır. Sürgün boyları 80 – 100 cm’ye ulaşınca tepeleri 75 cm’den kesilir. Bu yüksekliğe, taçlandırma yüksekliği adı verilir.
Turunçgiller genellikle anaç üzerine aşılanarak çoğaltılır. Türkiye’de yetiştirilen tüm çeşitlere uygun anaç, turunçtur. Uygun bir anaç, aşağıdaki özellikleri taşımalıdır.
Anaç olarak kullanılan turuncun avantajları şunlardır;
Tesis edilecek bahçe önce tesviye edilerek, fidan dikilecek yerler belirlenir. Dikim metodu olarak; kare, dikdörtgen veya üçgen dikim tercih edilebilir. Portakalın çeşidine göre tavsiye edilen sıra arası ve sıra üzeri dikim aralığı 7 x 7 ya da 8 x 8 m ‘dir. Fidanlar, önceden açılan 60 x 60 cm çapında ve 40 – 50 cm derinliğindeki çukurlara bir dikim tahtasının yardımı ile dikilir. Dikim çukuruna 8 – 10 kg kadar çiftlik gübresi konulabilir. Dikim sonrası, fidan başı 30 – 40 litre can suyu verilmeli ve fidanlar tutuncaya kadar, 10 günde bir sulama yapılmalıdır.
Türkiye’de ideal dikim zamanı ilkbahardır. Şubat ortasından Nisan sonuna kadar dikim yapılabilir. Dikimden önce fidanlar budanmalıdır. Fidanların dikiminden sonra, dengeli bir taç oluşumu için 60 cm’den tepe kesimi yapılır. Aşı noktasıyla kesim yeri arasında 5 – 6 cm mesafe olmalıdır. Fidan gövdeleri, güneşten korumak için kireç, tutkallı saman, bez ya da kağıtla ile kapanmalıdır. Fidanlar biraz daha büyüyünce, bunların yerine kireçle badana yapılır.
Sulamanın ana ilkesi; toprakta bulunan suyun tarla kapasitesinde tutulması ve fidanların solma noktasına gelmemesidir. Salma sulamadan kaçınılmalı, damla sulama yöntemi tercih edilmelidir. Toprak yapısı ve iklim şartlarına göre değişmekle birlikte sulama esnasında;
Gübrelemeye karar vermeden önce mutlaka toprak ve yaprak analizi yapmak gereklidir. İhtiyaç duyulan bitki besin maddeleri, topraktan veya gerektiğinde yapraktan verilir. Portakal ağacının en çok ihtiyaç duyduğu besin elementleri, azot, fosfor ve potasyumdur. Fosfor ve potasyum, çiftlik gübresiyle birlikte, kış öncesi ağaçların taç iz düşümüne verilir. Gübre, buralarda açılan 15 – 20 cm derinliğinde çukurlara verilir ve üzeri kapatılır. Azotlu gübreler de erken ilkbaharda başlanarak 2 – 3 defada, sulamayla beraber verilir. Kireçli topraklarda, sülfat formunda gübreler kullanılmalıdır.
DİKKAT! Tüm yetiştiriciliklerde geçerli olmak üzere, gerek hastalık, gerek zararlı, gerekse yabancı otlara karşı pestisit kullanmak gerekebilir. Bu durumda mutlaka yetkili Ziraat Mühendisleri tarafından reçete edilmiş, Tarım ve Orman Bakanlığı‘ndan ruhsatlı pestisitler kullanılmalıdır. Pestisitler mutlaka,
Portakalların hasat zamanına karar verirken aşağıdaki kıstaslar esas alınır.
Yetiştirilen çeşitlere göre hasat zamanı değişmektedir.
1. Hasat dezenfekte edilmiş makaslarla yapılmalı ve meyve sapları uzun bırakılmalıdır.
2. Açık havalarda hasat yapılmalı, ağaçlar hasat sırasında ıslak olmamalıdır.
3. Hasat sırasında ağaçlara zarar verilmemesine dikkat edilmelidir.
4. Önce etek dallarındaki meyveler hasat edilmelidir.
5. Meyvelerin zarar görmemesi adına, toplama kapları düzgün yüzeyli olmalıdır.
6. Bereli ve hastalıklı meyveler ayıklanmalıdır.
7. Taşıma kapları doğrudan toprağa koyulmalıdır.
8. Toplama vasıflı işçiler tarafından yapılmalıdır.
9. Sanayi tipi meyve toplamaya alışkın ekip ve kişilere, sofralık meyveler toplatılmamalıdır.
10. Erken saatlerde, sisli, çiğli, yağmurlu havalarda hasat yapılmamalıdır.
11. Yere düşen meyveler alınmamalıdır.
Turunçgil çeşitleri, su oranı yüksek meyveler olduklarından, uzun süreli depolamaya uygun değildir. Bu yüzden ekonomik manada stok, çok fazla yapılmamaktadır. Depolama gerektiren hallerde, 4 – 7 °C sıcaklık ve % 85 – 90 nemde, 1 – 4 ay muhafaza edilebilir. Depolamada, aşağıdaki konulara dikkat etmek gerekir.
İçerik |
Miktarı |
Günlük Değer % |
Kalori |
60 kcal | % 3 |
Karbonhidrat |
14.6 g |
% 4.9 |
Lif |
0.1 g |
% 0.4 |
Protein |
0.4 g |
% 0.8 |
Yağ |
0.2 g |
% 0.3 |
Kolesterol |
0.0 mg | % 0.0 |
Vitamin A |
0.0 IU |
% 0.0 |
Vitamin C |
46.8 mg |
% 78 |
Potasyum |
324 mg |
% 9.3 |
Kalsiyum |
17 mg |
% 1.7 |
Demir |
0.1 mg |
% 0.5 |