Limon (Citrus), genel olarak ılıman iklimin hakim olduğu birçok bölgede, farklı çeşitleri yetiştirilen, yaprak dökmeyen, esansiyel yağ içeren küçük bir ağacın meyvesidir.
Bilimsel Adı : Citrus limonia
Kökeni Kuzey Hindistan ya da Çin’ in güneyine dayanmaktadır. Türkiye’de çok sevilen, Ege ve Akdeniz bölgelerinde hemen hemen her evin bahçesinde ağacı bulunan bir meyvedir. Limon, en çok yetiştirilen narenciye türleri arasında yer alır.
Limon üretimi, ülkemizde turunçgil üretiminin % 20’sini oluşturur. Her derdin devası bir vitamin kaynağı olarak görülen meyve, ilaç olarak tercih edilebildiği gibi, bayanlar tarafından güzellik ürünü olarak da kullanılabilir. Meyvenin solunum ve mide hastalıklarına da iyi geldiği düşünülmektedir.
Sarı renkte, oval yapıda, bir ucu kabarık şekildeki limonun görünüşü albenili olduğu kadar aynı zamanda türe özgüdür. Ancak birçok kişi meyveyi güzel dış görüntüsü için değil, ekşi ve asitli suyu için tercih etmektedir. Meyvenin ekşi tadı, dildeki tat sinirlerini uyararak tükürük salgısını arttırmaktadır. Yediğimiz birçok yiyecekte, miktar olarak çok düşük bir oranda da olsa limon asidi bulunur. Şayet bu asit olmasaydı o yiyecekleri tatsız, yavan olarak algılardık. Birkaç damla limon suyu, yediğimiz yiyeceklerden çok farklı tat duyuları almamızı sağlar. Limon suyu veya kabuğunun varlığı; sebzelerin, et ve tatlıların lezzetine lezzet katmaktadır.
Diğer bir çok turunçgilde olduğu gibi, limon ağacı da, sıcak iklimin hakim olduğu bir ortam ister. Limon yetiştiriciliği yapılacak bölgelerde, hava sıcaklık değerlerinin 0 °C’nin altında seyretmemesi istenir. Şayet hava sıcaklıkları -8 °C, -9°C değerlerine kadar düşecek olursa, limon bitkileri soğuktan donar ve ölürler. Bitkinin gelişme gösterebildiği maksimum sıcaklık değeri ise yaklaşık 45 °C seviyeleridir.
Limon bitkisinin gelişmeye başlayabilmesi için ihtiyaç duyduğu sıcaklık 12 °C’dir. En hızlı büyüme gösterdiği bilinen sıcaklık ise ortalama olarak 23 °C seviyeleridir. Sıcaklığın 37 – 39°C seviyelerinin üzerine çıkmasıyla bitkide büyüme devam etmez. Hem soğuk hem de sıcak esen rüzgarlar limon bitkisine olumsuz yönde etki eder. Limon üreticiliği yapılacak bölgedeki sürekli rüzgarlardan bitkileri korumak için rüzgar kıranlar yapılması tavsiye edilir. Bunlara ek olarak limon bahçelerinin bulunduğu bölgelerde, havanın nem miktarı da gelişmeye etki eder. Nemin düşük olduğu durumlarda limon bitkilerinin hem gelişim hem de verim olumsuz yönde etkilenir.
Birçok turunçgilde olduğu gibi limonun yıllık toplam su ihtiyacı, toprak yapısına, iklim şartlarına ve ağaç büyüme evresine bağlı olarak ortalama 800 – 1.200 mm aralığında değişkenlik gösterir. Sulama periyodu olarak kabul edilen Nisan ortalarından Ekim ayı ortalarına kadar süren 6 aylık zaman diliminde hava şartlarının kurak, sıcak ve yağışsız olduğu dönemlerde bitkilere toplam 600 – 700 mm sulama yapılması önerilir.
Yetersiz sulama yapıldığı taktirde ağaç, köklerini toprakta su aramak için yayar. Büyümesi yavaşlar, ürünlerden elde edilecek verim ve kalitede düşüş gözlenir. Şayet sulamada aşırıya kaçılırsa da buz kez bitki kökleri havasız kalır ve kök çürüklüğü hastalıklarına zemin hazırlanır. Aynı şekilde meyvelerin verim ve kalitesinde düşüş gözlemlenir. Sulama vaktinin geldiğini anlamak için bitkinin yapraklarına bakılır. Şayet yapraklarda akşam üstü güneş batmadan evvel solgunluk belirtileri yer alıyor ve gece bitki tekrar canlanıyorsa bitkinin suya ihtiyaç duyduğu anlaşılabilir. Ancak öğle vaktinde oluşabilecek geçici solgunluğa aldanıp sulama yapılmamalıdır.
Sürekli yeşil yapraklı olan limon ağacı, topraktan oldukça fazla besin alır. Bu nedenle gübreleme ihtiyacı da yüksek olur. Bitkilerin yaşına, bulundukları çevresel koşullara, büyüme döneminlerine uygun, yeterli, dengeli ve ekonomik bir gübreleme yapmak amacıyla bütün bu faktörleri göz önüne alarak öncelikle yaprak ve toprak analizleri yaptırılmalıdır. Yapılan analiz sonuçlarına göre uygulanacak azotlu, fosfatlı ve potaslı kompoze gübre oranları tespit edilmelidir.
Bunlara ek olarak bitkiye, toprakta ya da yaprakta eksiklikleri tespit edilen magnezyum, demir, mangan ve çinko da uygulanabilir. Bitkiye mineral gübrelerin dışında, gerekli olduğu durumlarda, 2 – 3 yıl aralıklarla iyi yanmış çiftlik gübresinin uygulanması da bitki için oldukça fayda sağlar.
Budama, birçok bitkide olduğu gibi limon için de büyük önem taşır. Limon ağaçlarında, şekil ve ürün budaması yapılmaktadır. Budama ile ağaçlara genel olarak kase şekli verilmektedir. Ağaçlarda meyve görülmeye başlanması ile birlikte şekil budamasına başlanır. Turunçgil grubu bitkilerin budanması ustalık gerektiren bir uygulamadır. Bu yüzden budama uygulamasının ağaç yapısını iyi bilen şahıslarca gerçekleştirilmesi, bitki sağlığı açısından daha olumlu sonuçlar gösterir. Budama işlemi sırasında ağaçların kurumuş, kırılmış, ezilmiş, hastalanmış, yaralanmış, yaşlanmış kısaca zarar görmüş dalları kesilip ayrılmalıdır. Bunlara ek olarak obur dalların da ağaçtan kesilerek çıkarılması tavsiye edilir.
Dünya üzerinde yetiştiriciliği yapılan farklı limon çeşitleri vardır. Çeşitler her ne kadar fenotip özellikleriyle birbirinden ayrılabiliyor olsa da bazı çeşitler birbirine çok benzetilip karıştırılabilmektedir. Yetiştiriciliği yapılan limon çeşitlerinden başlıcaları aşağıda verilmiştir.
Lamas Limonu : Bu çeşit ekolojik olarak çok seçici olduğundan Türkiye’de Akdeniz Bölgesi’nde Mersin ilinin batısında Erdemli-Silifke gibi özel bir alanda üretilmektedir. Laman limonunun meyvesi orta büyüklükte, silindirik yapıda, boyun halkalı ve belirgin memelidir. Ülkemizde üreticiliği yapılan en kaliteli çeşittir.
İtalyan Memeli Limon : Kara limon olarak bilinir. Adından anlaşılacağı üzere İtalyan kökenli olduğu düşünülen, ülkemizde giriş tarihi net olmayan ilk yerli çeşitlerimizden biridir. Bölgelere göre farklı isimlerle anılabilmektedir. Doğu Akdeniz Bölgesi’nde “İtalyan Memeli”, Batı Akdeniz Bölgesi’nde “Demre Dikensiz” ve “Kara Limon” olarak isimlendirilir. Ülkemizde en çok üreticiliği yapılan çeşitlerden biridir.
Molla Mehmet Limonu : Türkiye’de daha çok Mersin ilimizde yetiştirilir. Yerli çeşitler arasında önemli çeşitlerden biridir. Yüksek verimli ve düzenli meyve verir.
Kıbrıs Limonu : Kıbrıs Limonu çeşidi ülkemizde genel olarak Alanya, Anamur bölgelerinde yetiştirilir. Yüksek kaliteye sahip yerli bir çeşidimizdir.
Kütdiken Limonu : Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan en eski çeşittir. Üretimi ve depolaması en fazla yapılan bir çeşittir. Meyve kalitesi olarak çok üstün bir yere sahiptir. Su ve asit miktarı fazladır. Yüksek verimli bir çeşittir. Düzenli meyve verir. Ülkemizde genel olarak İçel ve Hatay illerinde üretilir. Depolanmasında Ürgüp ve Göreme bölgelerindeki doğal kaya mağaraları tercih edildiği için yatak limonu olarak da isimlendirilir.
Enterdonat Limonu : Yetiştiricilikte en erkenci olarak bilinen bu çeşit, dünyada en çok ülkemizde Doğu Akdeniz Bölgesi’nde üretilmektedir. Ülkemiz 450.000 ton ile dünyanın en çok Enterdonat üreten ülkesi konumundadır.
Mayer Limonu: Mayer maksimum 2,5-3 metre boyunda olması ile diğer çeşitlerden ayrılır. Tadı portakal ile limon arasındadır. Bu çeşit meyve vermeye dikildikten 1 yıl sonra başlar.
Lisbon Limonu : Boyutları Mayer’in iki katı kadardır. Kalın kabuğu ile dikkat çeken bir çeşittir.
Lime Limonu : Ülkemizde yeşil limon veya misket olarak bilinen çeşittir. Kokteyl tarzı içeceklerin yapımında kullanılır. Yemek yapımında ve tatlılarda tatlandırıcı olarak kullanılabilir.
Diğer birçok turunçgil grubu bitkide olduğu gibi bu meyvenin hasat işlemi de sonbaharda başlayıp ilkbahara kadar meyveler tam olgunlaştıkça devam eder. Hasat uygulaması meyvelerin elle tutulup sapı bükülerek koparılması ile veya daha sağlıklı olması açısından meyve sapları keskin bir bıçakla kesilerek yapılabilir. Hasat esnasında dal uçları asla kırılmamalıdır. Meyve toplama işlemi için havanın açık, kuru, güneşli ve ılık olduğu zamanlar tercih edilmelidir. Şayet meyvelerin üzerlerinde çiy ya da kırağı bulunuyorsa bunların kuruması beklenmelidir.