Yerfıstığı, anavatanı Güney Amerika olan, Baklagiller (Fabaceae) familyasından, yazlık olarak yetiştirilen, tek yıllık bir endüstri bitkisidir. Peru’da 4000 yıl önce yetiştirildiğine dair arkeolojik kayıtlar mevcuttur. 16. Yüzyılda Portekizliler tarafından Avrupa’ya getirilmiş, buradan da Asya ve Afrika’ya yayılmıştır. Ülkemize ilk kez 1827 yılında girmiştir.
Bilimsel İsmi : Arachis hypogaea
Günümüzde en çok yerfıstığı yetiştiren ülkeler Çin, Hindistan, Nijerya, ABD ve Sudan’dır. Türkiye üretiminin % 90’ı Çukurova bölgemizde yapılmaktadır. Ekim alanı en geniş olan ilimiz Adana olmasına rağmen, üretilen fıstıkların tamamına yakını Osmaniye ilimizde işlenip pazarlanır.
Kazık köklü bir bitki olan yerfıstığının ana kökünün etrafında, yumak halinde yan kökleri bulunur. Yan kökleri, ana köke diktir. Köklerin büyük kısmı 5 – 35 cm derinliktedir, bazı kökler ise 90 – 120 cm derinliğe inebilir. Ana ve yan köklerin üzerinde, havadaki serbest azotu bağlayan Rizobiyum bakterilerinin olduğu nodüller (urlar) bulunur. Çoğunlukla insanların sandığı gibi, meyveler köklerin üzerinde bulunmaz. Meyveler, toprak
üstündeki saplardan gelip 5 – 10 cm derinliğe inen ginoforların ucunda oluşur.
Ortada ana sap bulunur ve bunun en alt boğumun bir çift kotiledonal yan dal çıkar. Yan dalların yaprak koltuklarından da çok sayıda dallar oluşur. Bitki, dik olarak 30 – 60 cm boylanabilir ve yere paralel 40 – 50 cm uzayabilir. Özellikle dik gelişenler bazı çeşitlerde mor renkli antosiyan maddesi mevcuttur. Antosiyanlı olan çeşitlerin dalları daha odunsu yapıdadır. Yan dallar çeşit özelliğine göre dik, yarı yatık ya da yatık olarak gelişir. Dallanma sıklığı çeşitlere ve ekim sıklığına göre değişir. Yerfıstığında dallanma, tercih edilen bir özelliktir.
Saplar otsu yapıdadır. Yerfıstığının sapları, tazeyken köşeli ve yassıyken, gelişme tamamlanınca yuvarlaklaşır. Sapın rengi, çeşide göre yeşil – koyu yeşil arasında değişir. Sap genel olarak çıplaktır, bazı çeşitlerde tüylü olabilir.
Her yaprak, bir yaprak sapının üzerinde ikişerli halde karşılıklı olarak dizilmiş, 4 yaprakçıktan oluşmaktadır. Yaprağı, tomurcuk kısmında bir çift kulakçık kapatır. Yapraklar geliştikten sonra, yaprak saplarının dala bağlandığı bölümde, kulakçıklar durmaya devam eder. Yaprakların üstü hafif tüylü olur. Yaprakçıklar ışığa duyarlıdır,karanlıkta ve susuzluk halinde karşılıklı kapanırlar. Yaprakçıklar uzun ve ovaldir. Yaprakların rengi, çeşide göre açık yeşil – koyu yeşil arasında değişir. Yapraklar, Spanish ve Valancia tiplerinde daha kalın, iri ve açık renkli olur.
Çeşit özelliğine ve iklim koşullarına göre, çıkıştan ortalama 1 ay sonra çiçeklenmeler başlar ve ekimden 60 – 70 gün sonra çiçeklenme, en yüksek seviyeye ulaşır. Valencia ve Spanish tiplerinin çeşitleri erkenci olduğu için Runner ve Virginia tiplerinden ortalama 1 hafta daha önce çiçeklenir.
Düşük sıcaklık ve nem benzeri abiyotik stres faktörleri çiçeklenmeyi azaltarak verim kaybına sebep olabilir. Çiçekler genellikle sabahları erken saatlerde, teker teker açarlar. Çiçekler, yaprak koltuklarından çıkar ve 2 – 4 tanesi bir arada bulunabilir. Renkleri çoğunlukla portakal sarısıdır ancak erguvan, veyaz veya sarı renkte de olabilir. Çiçeklenme genellikle içten dışa ve aşağıdan yukarıya doğru olur. Yerfıstığı çiçekleri, tipik olarak baklagil çiçeği yapısında olur.
Her çiçek, bir çiçek sapının üzerindedir . Çiçeklerin en dışında 5 adet çanak yaprak bulunur. Taç yaprakların ortasında da 10 erkek ve 1 dişi organ vardır.
Çoğunlukla kendine tozlaşan bir bitkidir. Çünkü polenlerin bırakılması, çiçeklenmeden 5 – 6 saat kadar önce başlar. Stigma ise çiçeklenmeden 12 saat önce polen kabul eder hale gelir. Çiçekler açmasından 5 – 6 saat sonra taç yapraklar dökülür. Böcekler aracılığıyla yabancı tozlaşma oranı % 0.5’tir. Bir yerfıstığı bitki 500 – 1000 çiçek oluşturur. Fakat bunların % 50 – 75’i döllenerek ginofora dönüşür. Ginoforlar, meyveleri oluşturan, iğne şekilli uzantılardır. Ginoforların da % 8 – 13 arası toprağa girip meyve oluşturur.
Yerfıstığına has, diğer bitkilerde bulunmayan bir organdır. Toprak üstünde gelişen dallarda bulunan çiçekler döllenince taç yapraklar dökülür. 10 – 12 gün sonra da yumurtalık altındaki doku çoğalarak bir uzantı oluşturur. Bu uzantıya ginofor adı verilir. Başlangıçta günde 3 – 4 mm uzarken ilerleyen zamanlarda uzama günde 1 cm’ye kadar çıkabilir. Ginoforlar kısa ya da uzun olabilir. Bunun nedeni, oluşum zamanlarının ve bulundukları yerlerin farklı olmasıdır. Toprak seviyesine yakın yerlerde oluşan ginoforlar daha kısa olur. Ginoforların boyu ortalama 15 cm kadardır.
Ginoforların gövdeye benzer yapıları ve köke benzer görevleri vardır. Görevi toprak içinde kapsülü oluşturmak ve üzerinde bulunan emici kıllarla kapsülleri beslemektir. Ginoforlar toprağa girişlerinden sonra 10 gün içinde embriyoları gelişir, kapsüller oluşmaya başlar. Çiçeklenme sonrası 60 gün içinde kapsüller olgunlaşır. Toprak seviyesinden 15 cm yukarıdaki ginoforlar toprağa giremez ve kapsül oluşturamaz. Dikine gelişen çeşitlerde ginoforlar kök bölgesine yakın olur. Diğer çeşitlerde ise ginoforların bulundukları alan daha geniştir. Çeşitlere göre dik gelişme arttıkça, bitkilerde boğaz doldurmanın önemi de artar. Ginoforların toprağa rahatça girebilmeleri için toprak kabartılmalı ve çok ağır bünyeli olmamalıdır. Hasat zamanı dahi ginoforların oluşum ve gelişimi sürer. Bir bitkinin toplam ginoforlarının sadece % 8 – 12’si toprağa girmeyi başarıp meyveye dönüşür.
Kapsüller, çiçeklenmeden 2 ay kadar sonra, ginoforların ucunda bulunan döllenmiş yumurtalığın gelişmesiyle oluşur. Ekimden sonra, çeşit özelliği ve iklim şartlarına göre 3 – 3.5 ay sonra ilk meyveler oluşmaktadır. Bitki başına ortalama 20 – 40 tane olgun meyve alınır. Hasat döneminde dahi yeni meyve oluşumları devam eder.
Yerfıstığı meyveleri, kök üzerinde bulunmaz. Meyveler, toprak üstündeki saplardan gelip, 5 – 10 cm derine giren gineforların ucunda gelişirler, kökle bir bağlantıları yoktur.
Yerfıstığının kapsülleri, diğer baklagiller gibi kendiliğinden açılmaz. Çeşitlere göre şekilleri,büyüklükleri, boğumlarının yüzlekliği, damarlı veya damarsız oluşları değişir. Kapsüllerin uzunluğu 2 – 6 cm, eni ise 1 – 2 cm arasında değişir. Yerfıstığı kapsüllerinde ortalama 1 – 4 tohum bulunsa da geneli 2 danelidir. Kapsüllerin, kök gibi işlevleri vardır. Gevşek yapılı, hafif topraklarda kapsüller daha iyi gelişir.
Gineforların uçlarındaki embriyolar, toprakta gelişerek kapsüllere dönüşürler ve her kapsülün içinde tohumlar meydana gelir. Kapsüllerde çeşit özelliği ve bakıma göre 1 – 4 arasında tohum oluşur, bu sayı ekseriyetle 2 adettir. Tohumların çevresini ince bir tohum zarfı çevreler. Her tohumda iki etli kodiledon ve embriyo bulunur. Embriyolar, minyatür şeklindedir. 4 – 5 adet yaprak taslağı, hipokotil ve kökçükten oluşur. Çimlenmeyle beraber embriyodaki yaprak taslakları gelişerek sap ve yapraklar meydana gelir.
Tohumların şekli, rengi ve iriliği çeşide göre değişir. Tohumların rengi pembe veya kırmızı tonlarında, mor, beyaz, veya kahverengi olabilir. Çoğunlukla açık kırmızı ya da açık pembe renginde olurlar. Tohumlar silindirik veya yuvarlak olabilir. 1000 dane ağırlıkları 350 – 1000 gr arasında değişir. Tohumların uzunluğu 9 – 24 mm, eni 6 – 14 mm arasındadır. Genelde rengi koyu olan tohumlar proteince açısından, açık renkli tohumlarsa yağ oranı açısından zengindir. Tohumlarda ortalama % 45 – 55 oranında yağ bulunur. Ayrıca % 20 – 25 protein, % 16 – 18 karbonhidrat ve %5 mineral madde içerirler.
Yerfıstığı, yazlık bir sıcak iklim bitkisi olduğundan, güneş ve ısı isteği fazladır. Normalde pamuk yetiştirilebilen bölgelerde yerfıstığı da yetiştirilebilir. Yeterli sıcaklığa sahip bölgelerde 4 – 4.5 ayda olgunlaşmaktadır. Yetişme süresi boyunca 3000 – 4500 °C sıcaklık toplamına ihtiyaç duyar. Sıcaklık artarsa, yetişme süresi de kısalır. 13 °C’de gelişimi durur. Üretim yapılan bölgelerde gündüz ve gece sıcaklık farkı 10 °C’yi aşmamalıdır.
Toprak sıcaklığı 15 – 20 °C olmadan ekim yapılmamalıdır. Tohumlarının çimlenmesi için ideal toprak sıcaklık 30 – 35 °C’dir. Bitki için optimum hava sıcaklığı ise 28 – 33 °C aralığıdır.
Toprak isteği açısından seçici bir bitkidir. İyi drenajlı, hafif, gevşek yapılı, kumlu – tınlı, kalsiyum ve organik madde yönünden zengin olan toprakları sever. Toprakta kil miktarı en çok % 7 olmalıdır. pH seviyesi 6 – 6.5 arasındaki topraklar idealdir. Ağır topraklar yerfıstığı yetiştiriciliği için önerilmez. Taşlı topraklarda, ginoforların toprağa girmesi zorlaşır. Taban suyu yüksek arazilerde bitki normal gelişimini normal sürdüremez ve verim düşer.
Dünyada ekonomik anlamda yetiştiriciliği yapılan tüm çeşitler 4 tipe aittir.
Türkiye’de toplam 12 adet yerfıstığı çeşidi tescil edilmiştir. Bu çeşitlerden 11’i Virginia (çerezlik) tipi ve 1’i Spanish (yağlık) tiptedir. Türkiye’de ekimi yapılan çeşitlerin tümü Virginia tipi çeşitlerdir. Çünkü ülkemizde yetiştirilen yerfıstığının neredeyse tamamı çerezlik olarak değerlendirildiği için, yalnızca iri tohumlu, çerezlik Virginia tipi çeşitler kullanılır. En fazla kullanılan çeşit NC-7 çeşididir. Yerfıstığı çeşidi tescil ettiren kurumlar, tescil edilen çeşitler ve tescil tarihleri aşağıdadır.
Batı Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü
Çukurova Üniversitesi Ziraat Fakültesi
Doğu Akdeniz Tarımsal Araştırma Enstitüsü
Polen Tohumculuk
Bu çeşitlerden başka, tescili yapılmamış yerli çeşitlerimiz de bulunmakta ve dar alanlarda ekilişleri devam etmektedir. Tescilli türler aşağıda verilmiştir.
Eğer ana ürün olarak ekilecekse, sonbaharda pullukla 20 – 25 cm derinliğinde sürüm yapılır. İlkbahar gelince yüzlek şekilde kultivatörle karıştırılır. Gübre, ekim esnasında mibzerle verilmeyecekse, ekim öncesinde fırfırla tarlaya serpilir ve gobleyle toprağa karışması sağlanır. Üzerinden tapan ya da merdane geçirilip, toprak yüzeyi hafif bastırılır.
2. ürün olarak ekilecekse, tahıl hasadından sonra toprak tavsızsa, tarla sulanır ve tavlanması sağlanır. Sonrasında kultivatör ya da diskaro kullanılarak 10 cm derinliğinde işlenir. Gübre verilerek gobleylee karıştırılır. Üzerinden tapan ya da merdane geçirilip ekime hazır edilir. Hazırlanan tarlaya bir an önce ekim yapılmalıdır.
Türkiye için en ideal ekim zamanı, Mayıs ayının ilk yarısıdır. 2. ürün olarak ekimi ise, 1. ürünün hasadından hemen sonra ekilir. En geç Haziran ortasına kadar ekim yapılmalıdır. Ekimde geç kalınırsa, hasat yağışlı dönemlere sarkabilir ve hasat kaybı artar.
Ekim, yerfıstığına özel havalı mibzerlerle ya da elle de yapılır. Elle yapılan ekimlerde, sıra üzeri mesafe iyi ayarlanmalıdır. Ekimde sıra arası mesafe 60 – 70 cm, sıra üzeri mesafe ise 15 – 20 cm olmalıdır. ABD’de çift sıra ekim yöntemi giderek yaygınlaşmaktadır. Ancak çift sıra ekimlerin yapılması için, bu işe uygun mibzerler geliştirilmelidir. Ekim derinliği 5 – 6 cm civarında olmalıdır. Ağır topraklarda daha yüzlek ( 4 – 6 cm), hafif topraklarda ise daha derin (6 – 8 cm) ekim yapılmalıdır.
Çıkışlar, ekimden sonra 1 hafta içerisinde başlar. Düşük toprak sıcaklığı, kalitesiz tohumluk ve yetersiz nem gibi sebeplerle çıkışların tamamlanması 3 haftayı bulabilir. Ekim 4 hafta sonra halen yeterince çıkış yoksa aşılama yapılabilir. Sıra üzerinde, 80 cm’de (Ortalama 1 adım) çıkış yapan bitki sayısı 2 veya daha azsa aşılama yapmak ekonomiktir. Adım başı 4 – 5 bitkinin olması idealdir.
Tüm yetiştiriciliklerde, gübre kullanmadan önce toprak tahlili yaptırılmalıdır. Tahlil sonuçlarına göre gübreleme yapmak gerekir.
Yerfıstığı, baklagiller familyasından bir bitki olduğundan, azotlu gübrelere fazla ihtiyacı yoktur. Kökleri de derin olduğu için diğer besin elementlerini rahat alır. İmkan varsa dekar başına 2 ton yanmış çiftlik gübresini, ekimden 1 ay kadar önce toprağa karıştırmak faydalıdır.
Kuraklığa dayanıklı bir bitki olmasına rağmen iyi verim alabilmek için sulama yapılmalıdır. Bitkinin su ihtiyacı, çiçeklenmenin başlangıcına kadar çok düşüktür. Bu nedenle sulamada acele etmeye gerek yoktur. İlk sulama, bitkilerin yeterince çiçeklenip susuzluk belirtileri görülünce yapılmalıdır. Su ihtiyacı olan bitkiler solmaya başlar ve yaprakçıkları karşılıklı olarak kapanır.
Bitkinin en çok suya ihtiyaç duyduğu evre, meyve oluşum dönemidir. Bu dönem ülkemizde Temmuz – Ağustos aylarıdır. Bu evrede sulama geciktirilirse verim düşer. Ayrıca hasat sonrasında aflatoksin oranı yükselir ve kapsüllerde kabuk oranı artar. Kritik olan bu dönemden sonra hasada kadar su tüketimi ve ihtiyacı azalır.
Sulama yöntemi olarak en çok salma ve yağmurlama sulama teknikleri kullanılmaktadır.
Yerfıstığı yetiştiriciliğinde, bölgedeki diğer tarla bitkilerine nazaran hastalık ve zararlı problemi daha az görülür. Beyaz sineklerden etkilenmezler. Hastalık ve zararlılarla mücadele için kaliteli tohumluk kullanımı, yabancı ot mücadelesi ve zamanında sulama yapılması çok önemlidir. İklim koşullarına göre bazı yıllarda hastalık ve zararlılar ekonomik kayba neden olabilir.
DİKKAT! Tüm yetiştiriciliklerde geçerli olmak üzere, gerek hastalık, gerek zararlı, gerekse yabancı otlara karşı pestisit kullanmak gerekebilir. Bu durumda mutlaka yetkili Ziraat Mühendisleri tarafından reçete edilmiş, Tarım ve Orman Bakanlığı‘ndan ruhsatlı pestisitler kullanılmalıdır. Pestisitler mutlaka,
Yerfıstığı, hasat zamanında bile gelişimini ve meyve oluşumunu devam ettirdiği için uygun hasat zamanını belirlemek güçtür. Söküm işleminin doğru zamanda yapılması hem verim hem de kalite açısından önem taşır. Eğer erken söküm yapılırsa, daneler iyi dolgunlaşmadığından verim ve kalite azalır. Hasadın gecikmesi halindeyse gineforlar çürümeye başlar ve hasat kayıpları artar.
Hasat zamanı, yerfıstığının çeşidine ve iklim koşullarına göre değişir. Runner ve Virginia (çerezlik) tipi çeşitler genellikle 140 – 160 günde hasada gelir. Valencia ve Spanish (yağlık) tipi çeşitlerse 110 – 125 günde hasat olgunluğuna erişir.
Söküm, 3 aşamalı bir işlemdir :
Ülkemizde söküm, hasat kaybını azaltmak için genellikle kulağı çıkarılan, tek soklu pulluklarla yapılır. Küçük çaplı arazilerde, kazma – kürekle de söküm yapılabilir. Son yıllarda söküm ve çevirme makineleri de geliştirilmiştir.
Harman, sökümden 7 – 10 gün sonra, saplar iyice kuruyunca ve danelerdeki nem oranı % 25 – 35’e düşünce yapılır. Harman makinesiyle bitki sıraları doğrudan harmanlanır ve kapsüller toplanır. Harman makinesinin olmadığı küçük işletmelerde, sökümden sonrası beklenmeden elle harman yapılmaktadır.
Yerfıstığı hasadının sonbahar döneminde olması, meyvelerin yaş sökülmesi, iri ve kalın kabuklu olmaları nedeniyle kurutma işlemi zordur. Yerfıstığı meyveleri, sökümde % 40 – 50, harmanlamada % 20 – 35 oranında nem içerir. Depolama ve işleme için danelerin nem oranı % 10’un altında olmalıdır. Bunu anlamak için kabuk içindeki danenin gevrekleşmesine ve elle rahatlıkla ikiye ayrılmasına bakılır.
Türkiye’de kapsüller genellikle yere serilerek 7 – 10 günde kurutulur. Ürünün kalitesini korumak adına imkan varsa gölgede kurutma yapılmalıdır. Koku çekmemesi için, kurutma kesinlikle asfalt üzerinde yapılmamalıdır. Kurutma tesislerinde daha etkili ve hızlı kurutma yapılabilir. Kurutma ortamındaki sıcaklık 35 °C ’yi geçmemelidir.
İçerik |
Miktarı | Günlük Değer % |
Kalori |
530 kcal | % 26.5 |
Karbonhidrat |
26.6 g |
% 8.9 |
Lif |
8.7 g | % 35 |
Protein |
20.2 g | % 40.4 |
Yağ |
38.5 g |
% 59.2 |
Kolesterol |
0.0 mg |
% 0.0 |
Vitamin A |
0 |
% 0.0 |
Vitamin C |
0 | % 0.0 |
Potasyum |
528 mg |
% 15.1 |
Kalsiyum |
32 mg |
% 3.2 |
Demir |
1.5 mg |
% 8.4 |
Her şey gerektigi gibi
güzel yazılmış.( Bana üretici lazım mümkünse teşekkür ederim.
Çok teşekkürler Mustafa Bey. Sitemiz sadece bilgilendirme amaçlı olduğu için maalesef yardımcı olamıyoruz.