Böğürtlen meyvesi, içinde barındırdığı organik asitler, vitaminler ve mineraller sayesinde insan sağlığı açısından çok önemli bir meyvedir. Meyvenin çiçeklenme dönemi Mayıs ayında başlayarak Ağustos ayının sonuna kadar devam etmektedir. Olgunlaşma süresi uzun olmasından dolayı farklı olgunlaşma dönemindeki salkımlar dallar üzerinde görülebilmektedir. Böğürtlen meyvesinin çiçekleri arılar ile döllenebilmektedir.
Amerika’da yapılan çalışmalar sonucu elde edilen yeni bir çeşit böğürtlende diken bulunmamaktadır. Her iklim şartına adapte olabilen ve 3-4 metre boyundaki dallar oluşturur. Toprak şartlarına ve kış soğuklarına, donlarına dayanıklıdır. Ancak geç donlara karşı hassas bitkilerdir.
Bilimsel İsmi : Rubus fructicosus
Böğürtlen meyvesi iklim koşullarına, daha çabuk adapte olabilmektedir. Sıcaklık ve susuzluğa dayanıklılığı, aynı familyaya ait ahududu meyvesinden daha fazladır. Buna karşın kış aylarında ve ilkbaharda gerçekleşen donlara karşı, ahududu kadar dayanıklı değildir. Sıcak iklim şartlarında yetiştiricilik yapmak daha fazla verim ve kalite demektir.
Kışın gerçekleşen donlarda dallar donarak zarar görmektedir. Bu donan dalların yerine köklerden yeni dallar çıkmaktadır fakat böğürtlen meyvesinin bir yaşındaki dallarından meyve almak mümkün değildir. Bu sebeplerden dolayı don tehlikesi olan bölgelerde yetiştiricilik yapılmamalı eğer yapılıyor ise donlara karşı önlemler alınmalıdır. Meyvenin olgunlaşma döneminde havanın kurak geçmesi istenmeyen bir durumdur.
İklim isteği gibi toprak isteği de aslında seçici olmayan böğürtlen meyvesi geçirgen yapıdaki derin topraklarda ve yarı asidik topraklarda daha iyi gelişim göstermektedir. Optimum pH aralığı 6 – 7 ‘dir. Toprakta bulunan besin elementlerinin zenginliği, verim ve kaliteyi önemli ölçüde arttırmaktadır. Toprağın derinliği minimum 1 metre olmalıdır.
İklim ve toprak özellikleri uygun hale getirildikten sonra bahçe tesis edilecek arazide sulama imkanı bulunması önemli bir faktördür. Bahçe dikim yapılacak yazdan bir önceki yaz hazırlanmaya başlar. Dikimden en az bir ay önce 30 – 35 cm derinliğinde sürüm yapılmalıdır. Toprak analizi yaptırılarak, gerekliyse gübreleme yapılıp besin değerleri yetiştiriciliğe uygun hale getirilir. Çiftlik gübresi kullanılacaksa, sürümle beraber verilmesi yararlıdır. Eğer gerekliyse toprak fumigasyonu yapılmalıdır.
Dikim yapılacak fidanlar araziye nemli bir şekilde getirilmelidir. Bunu sağlamak için fidanlar, içerisinde çamurlu su bulunan kovalarla taşınabilir. Eğer dikim hemen yapılmayacaksa fidanları hendeklemek gerekir. Dikim için kökleri iyi gelişmiş, sağlıklı fidanlar tercih edilmelidir. Dikim bulutlu ve rüzgarsız bir günde yapılmalıdır. Fidanlardaki yaralı ve hastalıklı olabilecek kökler temizlenerek dikilmelidir. Dikine büyüyen çeşitler için sıra üzeri 0,5 metre, sıra arası 1,5 metre olmalıdır. Bu oran yatay büyüyen çeşitlerde ise 3 X 3,5 metredir. Genel olarak 2,5 X 1,5 metre ölçülerindedir. Tek tel dikim sistemi önerilir ve dallar tele 70, 130 ve 180 cm yüksekten bağlanmalıdır.
Şekil 1. Dalların Tele Bağlanması
Dikim, kış ayları sert geçen yerlerde erken ilkbaharda yapılmalıdır. Ilıman bölgelerde ise sonbahar ve kış aylarında yapılan dikimler daha iyi sonuçlar vermektedir. Dikimden hemen sonra fidanlara can suyu verilir ve fidanların tepeleri 25 – 30 cm’den kesilir.
Kış budaması asıl budama olarak da tabir edilebilir. Kuruyan, hastalıklı ve fazla dallar çıkarılır. En iyi 4-5 ana dal, 190-195 cm yükseklikte bırakılır. Yan dallar, ilk 40 – 45 cm’den kesilir. Haziran ayında yaz budaması yapılarak ince ve zayıf dallar kesilerek her taçta 4 – 5 ana dalın büyümesi desteklenir. 3. yılda yeşil budama yapılır.
Dikim yapıldıktan sonra arazi toprağı 15 – 20 cm derinliğinde işlenir. Sıra aralarında çapa yapılarak keseklerin kırılması sağlanır. Hastalık, zararlı ve yabancı otlara karşı mücadele ihmal edilmemelidir. Özellikle yağmurlu geçen mevsimlerde Botrytis infeksiyonları ekonomik zarara neden olmaktadır. Botrytis zararını önlemek adına, çiçeklenme öncesi ve sonrası ruhsatlı fungisitler kullanılabilir.
Bitkinin ekonomik ömrü 10 – 12 yıl kadardır.
Böğürtlen meyvesinin yıllık 4-10 kg azot, 5-7 kg fosfor ve 8-12 kg potasyuma ihtiyacı vardır. Azotlu gübre yıllık üçe bölünerek atılmalıdır. Fosforlu ve potasyumlu gübreler ikiye bölünerek atılmalıdır. Azotlu gübreler meyve ve çiçek oluşmadan önce ve kışın bitki uykuya girmeden önce uygulanmalıdır. Fosforlu ve potasyumlu gübreler çiçek ve meyve gözleri oluştuktan sonra hasat yapılana kadar verilebilir. Çiftlik gübresi kullanılacaksa, dekar başına 4 – 5 ton gübre yeterlidir.
Her bitki için bu bitkide de sulama oldukça önemlidir. Özellikle hasat zamanında sulama yapılması gerekmektedir. Yağışın az olduğu bölgelerde sulama, verim ve kalite açısından önem arz etmektedir. Buna karşılık sürekli nemli olan toprak da iyi değildir. Hastalıklara davetiye çıkardığı gibi bitki fazla sudan dolayı boğularak ölebilir.
Olgunlaşan meyve çanak yaprakları ile toplanmaktadır. Yuvarlak siyah ve morumsu renkte olan meyveler hasat edilmelidir. Hasat zamanı iklim şartlarına bağlı olarak, Haziran ayının sonunda başlar ve eylül ayı sonuna kadar devam eder. Verim dekar başına ortalama 2 tondur.
Olgunlaşmış olan böğürtlenler sabahın erken saatlerinde toplanmalıdır. Hasat haftada 2-3 defa yapılarak olgunlaşan meyveler toplanmalı ve serin bir yerde muhafaza edilmelidir. Kurak havalarda bu hasat süresi sıklaşmaktadır ve hasat için kesinlikle serin saatlerin tercih edilmesi gerekir. Toplanan böğürtlenler eğer fabrikalara verilecekse 0,5 – 1 kg’lik kutulara veya 3-5 kg’lık kasalara konulur. Şayet taze halde, perakende olarak satışa çıkarılacaksa 100, 250 veya 500 gramlık plastik kutulara konur. Bu kapların altı, ezilen meyvelerden çıkan suların akabilmesi için delikli olmalıdır. Yoksa alttaki meyveler çabucak bozulur. Meyveler hasattan sonra en hızlı şekilde serin bir ortama alınmalıdır.
Genellikle hasat edilen meyvelerin uzun süre muhafazası gerekmez. Yine de marjinal durumlarda, 0 °C sıcaklık ve % 85 – 90 nemde yaklaşık 5 – 7 gün süreyle muhafazası mümkündür. Süreyi kısıtlayan en önemli husus, meyve çürümeleridir.
Böğürtlenin çok çeşitli kullanım alanları vardır. Pasta endüstrisinin en çok aranan meyvelerinden biridir. Bunun için derin dondurucularda saklanan meyveler kullanılır. Yaş pastalarda krema üstünde değerlendirilebildiği gibi farklı meyvelerle birlikte hazırlanan meyve salatalarında da yer alır.
Kurutulmuş olarak da uzun süre saklanabilir. Bu haliyle daha çok meyve çayı yapımında kullanılır. Meyvelerinden ayrıca meyve suyu ve likör de yapılabilir. Özel aroması nedeniyle marmelat, reçel, jöle ve şekerleme yapımında tercih edilen meyvelerdendir. Dondurma ve meyveli yoğurt üretiminde de kullanımı yaygınlaşmaktadır.
Böğürtlen dondan etkilenmiyor. Yozgat merkez rakım 1300 kışları hayli sert yazları serin ama sorunsuz bir şekilde yetişiyor hatta kışın yaprak bile dökmüyor
Merhaba, ticari yetiştiriciliklerde böğürtleni dondan korumak gerekir. Donlar bitkiyi öldürmez ancak genç dallara zarar verir. En çok zarar gören dallar da 2 yaşlı sürgünlerdir. İlkbahar sürgünleri ancak 2 yaşa gelince meyve verir.