Yonca, çok yıllık bir bitki olup otsu bir yapıya sahiptir. Yem bitkileri arasında önemli bir yere sahiptir. Otlatılmaya oldukça dayanıklı olduğu için meralarda kalite arttırmak ve diğer bitkilerin ıslahı için kullanılır. Ahır besiciliğinde yem olarak kullanıldığında et ve süt verimi % 30’a kadar artış gösterir. Bitki 10 farklı vitamin içerir. Bitkinin boyu ortalama 50 – 80 cm’dir. Kökleri toprağın 8 – 10 metre derinliğine kadar iner. Etkili kök derinliği 120 – 180 cm’dir.
Bilimsel İsmi : Medicago sativa
Bitki, adaptasyon yönünden oldukça gelişmiştir. Ülkemizin her bölgesinde yetiştirilebilse de kurak ve sıcak iklime sahip sulak arazilerde en iyi verimi verir. En çok tınlı ve çok kumlu olmayan toprakları sever. Yetiştiriciliğin yapılacağı arazinin taban suyu 2 metre civarında olmalıdır. Toprağın pH derecesi 6.5’den aşağı olmamalıdır. Çünkü yonca asidik ve tuzlu toprakları sevmez.
Yetiştiricilikte iyi verim alınabilmesi için toprak iyi işlenmeli ve tohum yatağı uygun şekilde hazırlanmalıdır. Tohumları çok küçük yapıda oldukları için ekimin yapılacağı arazinin toprağı olabildiğince inceltilmelidir. Bu işlem yapılırken toprağın rutubetini kaybetmemesine dikkat edilmelidir. Toprağın kaymak bağlamaması için tarlaya dönüm başına ortalama 2 ton kadar yanmış ahır gübresi uygulanmalıdır.
Ekim, kışları sert geçen iklime sahip bölgelerde ilkbaharda, ılık geçen bölgelerde ise sonbaharda yapılmalıdır.
Ekimin mibzer ile sıraya yapılması en uygun olanıdır. Dönüm başı ortalama 1.5-.2.5 kg yonca tohumu kullanılır. Tohumluk olarak üretim yapılacak ise dönüm başına ortalama 1-.1.5 kg tohum kullanılmalıdır. Yapılan ekimlerde kullanılan yonca tohumlarının sertifikalı olmasına özen gösterilmelidir.
Ot üretimi amacıyla yapılan yetiştiriciliklerde sıra aralığı 18-20 cm, tohum üretimi amacıyla yapılan yetiştiriciliklerde ise sıra aralığı 50-60 cm olmalıdır.
Yonca bitkisi diğer baklagillerde olduğu gibi ihtiyaç duyduğu azotu havada serbest halde bulunan azottan temin eder. Bitki bu işi gerçekleştirirken bazı bakterilere ihtiyaç duyar. Bu bakteriler toprağa aşılanmalı veya aynı arazide daha önce yonca yetiştiriciliği yapılmış olması gerekir. Araziye ekilen tohumların ağırlığının 50’de 1’i kadar Rhizobium bakterisi toprağa aşılanmalıdır.
Yetiştiriciliğin yapılacağı araziye toprak analizi yapılmalı ve bu analiz sonucu elde edilen sonuçlara bakılarak gübreleme yapılmalıdır. Toprak hazırlığı yapılırken ahır gübresi uygulaması yapılmış ise yetiştiriciliğin ilk yılında azotlu gübre kullanmaya gerek yoktur. Yalnızca dönüm başına 20 – 25 kg T.S.P uygulanmalıdır. Toprak hazırlığı sırasında ahır gübresi uygulanmamışsa dönüm başına 25 kg DAP gübresi uygulaması yapılmalıdır. Eğer toprağa bakteri aşılanarak tohum ekimi yapılmışsa dönüm başına 15 kg DAP gübresi yeterli olacaktır. Devam eden yıllarda ise herhangi bir azotlu gübre uygulaması yapılmasına gerek yoktur. T.S.P gübresi uygulaması sonbaharda yapılmalıdır.
Yonca bitkisi susuzluğa karşı dayanıklıdır. Fakat yeterli sulama yapılırsa daha iyi verim alınır. Bitkide su eksikliği varsa yaprakları mavimsi yeşil renk almaya başlar. Hafifçe pörsüyen yapraklar susuzluk devam ettikçe sararır. Yetiştiricilikte yapılan sulama miktarı biçim sayısına bağlıdır. Sulamanın biçimden bir hafta önce ve bir hafta sonra yapılması yeterlidir. Bitki, ilk yıllarda suya daha fazla ihtiyaç duyar. Sulama yapılırken damlama veya yağmurlama sulama sistemleri kullanılabilir. Eğer salma sulama yöntemi ile sulama yapılacaksa arazinin iyi tesviye edilmiş olması gerekmektedir. Yağmurlama sulama sistemi arazi tesviyesine ihtiyaç kalmadan başarıyla uygulanabilen bir yöntemdir.
Bitkilerin fide döneminde yaygın olarak yağmurlama sulama yöntemi tercih edilir. Salma sulama sistemi fidelerin yatmasına ve toprak altında kalmasın neden olabilmektedir. Fide döneminde yağmurlama sulama sistemi yoksa ve salma sulama sistemi tercih edilmesi gerekiyorsa, sulama yavaşça yapılmalıdır.
Verim bir yetiştiricilik yapmak için ekimde kullanılan tohumlar temiz olmalı ve yabancı ot tohumu içermemelidir. Ekim öncesi tarla yabancı otlardan temizlenmeli ve özellikle yetiştiriciliğin ilk yılında çapalamaya önem verilmelidir. Üretimin devam eden yıllarında yabancı ot mücadelesi düzenli olarak devam ettirilmelidir.
Yonca yetiştiriciliğinde en önemli zarar viral hastalıklar nedeniyle oluşmaktadır. Bu zarardan korunmanın en iyi yolu sertifikalı tohum kullanmaktır. Yetiştiriciliğin yapılacağı tarla hastalık etmeni barındırılmamalıdır. Üretim esnasında kullanılan sulama suyu temiz olmalıdır.
Yonca üretiminde görülen ikinci önemli zarar etmeni ise yaprak bitleri ve yonca hortumlu böceğidir. Bu zararlılardan kurtulmak için gereken mücadele yöntemleri planlı bir şekilde uygulanmalıdır.
Küsküt otu, yonca yetiştiriciliğinde verimin ciddi oranda düşmesine neden olur. Küsküt, topraktaki besin elementlerini sömürür ve yonca bitkisinin güçsüz kalmasına neden olur. Tarlada küsküt görüldüğünde tohum bağlamadan yonca dipten biçilmeli veya küsküt otları toplanarak yakılmalıdır.
DİKKAT! Tüm yetiştiriciliklerde geçerli olmak üzere, gerek hastalık, gerek zararlı, gerekse yabancı otlara karşı pestisit kullanmak gerekebilir. Bu durumda yetkili Ziraat Mühendisleri tarafından reçete edilmiş, Tarım ve Orman Bakanlığı‘ndan ruhsatlı pestisitler kullanılmalıdır. Pestisitler mutlaka,
Ot üretimi için yetiştirilen bitkinin en uygun hasat zamanı %10 çiçeklenme dönemidir. Bitki 8-10 cm yükseklikte biçilmelidir. Son hasatta biçim daha yüksekten yapılmalıdır. Hasat edilen ot hayvanda şişlik yapmaması için 1-2 gün soldurulmalı ve bu şekilde hayvana yedirilmelidir.
Hasat edilince depolanacak ise fazla kurutulmadan balya haline getirilmeli ve bu şekilde saklanmalıdır. Gereğinden fazla kurutulan bitki yapraklarını döker ve A vitamini açısından değerini yitirir.
Yonca silajı haline de getirilebilir. % 25 – 50 çiçeklenme devresinde biçilerek silajlanır.
Son yıllarda pelet hayvan yemi şeklinde de ticari olarak piyasada bulunmaktadır.