Enginar, sebze türleri arasında insan sağlığı açısından en yararlılarından biridir. Ülkemizde Sakız ve Bayrampaşa çeşitleri üretilmektedir. İzmir, İstanbul, Bursa yörelerinde çokça yetiştirilen bir sebzedir.
Enginarın toprak altı gövdesi çok yıllık iken toprak üstü organları tek yıllıktır. Baş ve yaprakları sebze olarak tüketilmektedir. Enginarın yenilen kısmı, açmamış çiçeklerin tablaları ve enginar başındaki etli dip kısımlardır. Taze olarak tüketilebilmekle beraber konserve ve dondurularak da tüketilebilmektedir.
Bilimsel İsmi : Cynara scolymus
Ilık iklim sebzesi ola enginar aşırı soğuk ve sıcaktan hoşlanmamaktadır. – 5 derecede bütün toprak üstü aksamı donmaktadır. Başlar, kurak ve sıcak havalarda iyi gelişim gösteremezler, yenilebilme oranları hızla düşer. Sulama ile beraber yüksek sıcaklıklarda yetiştiriciliği yapılabilmektedir. Ancak hızlı kartlaşır ve lezzeti acı olur. Hasat süresi de oldukça kısalır.
Toprak yapısı olarak çok seçici olmayan enginar, drenajı iyi yapılmış humusça zengin ve hafif nemli topraklarda iyi gelişim göstermektedir. Hafif kumlu topraklarda erken ürün alınabilse de enginar başları küçük olmaktadır.
Ağustos ve eylül aylarında dikimi yapılmaktadır. Bir bitki için ayrılan kısmın 1 metre kare olmasına dikkat edilir. Yani 1 dekar alana 1000 adet üretim materyali kullanılmaktadır. Kullanılan üretim materyaline göre değişen, 3 tip üretim yöntemi vardır. Birincisi yetişkin bitkilerden alınan dip sürgünlerinin başla bir tarlaya dikilmesidir. İkincisi üzerinde 3 – 5 adet göz taşıyan ve enginar gövdesinden alınan parçalar ile yapılan üretimdir. Diğer üretim yöntemi ise kök taşıyan dip sürgünlerinin kullanılması ile yapılan dikimdir. Sıra arası ve üzeri mesafe, çeşit ve iklime göre 1 – 1,25 m olarak bilmektedir.
Enginara uyandırma suyunun verilmesiyle beraber 50 – 60 kadar dip sürgünü verebilmektedir. Bu dip sürgünleri genellikle sonbaharda alınıp başka tarlalara dikilmektedir. Her ocakta 1 veya 2 sürgün olmalıdır. Dipleri açılmış ocaklara birer kürek yanmış hayvan gübresi verilmeli ve boğaz dolumu yapılmalıdır.
Gelişme ve büyüme döneminde fazla suya ihtiyacı duyan bir bitkidir.Ülkemizde bu dönemi kış mevsimine denk geldiğinden dolayı mevsimsel olarak yağan yağışlar bu ihtiyacı karşılamakta ve fazla sulama ihtiyacı olmamaktadır. Yağışların yeterli olmadığı zamanlarda sulamaya başvurulmalıdır. Susuzluk, enginarda başların küçük olmasına ve çabuk sertleşerek kalitenin düşmesine sebep olmaktadır.
Yazın dinlenmeye giren bitkilerin erkencilik açısından kullanılması için, sonbahar aylarına yakın zamanda, uyandırma sulaması yapılmaktadır. Uyandırma sulaması, bölgeye göre temmuz, ağustos, eylül aylarında yapılabilmektedir. Uyandırma işleminden önce toprak üstündeki kurumuş olan gövdeler temizlenmelidir. Uyandırma sulamasından sonra 35 – 40 gün içinde bitkide 2 – 3 baş kalacak şekilde sürgün temizliği yapılmalıdır.
Topraktan fazla besin maddesi kaldıran ve toprağı yoran bir sebze olan enginar için gübrelemenin önemi çoktur. Her sene dekara 1 – 2 ton yanmış hayvan gübresi verilmesi gerekmektedir. Dekara 15 kg azot, 8 – 10 kg P2O5, 15 kg K2O gübreleri verilmelidir. Azotlu gübre verilirken üçe bölünmelidir ve 15 – 20 gün aralıklar halinde verilmelidir.
Eksik kalan mikro besin elementleri ise yaprak gübreleri ile takviye edilmelidir. Ocaklarda gübre verme işlemi tamamlandığında sıra araları çapalanmalı ve boğaz doldurma işlemi yapılmalıdır.
Enginarın başı iki yaprağı ile birlikte kesilerek hasat edilmelidir. Bir sürgünde 1 ana baş ve iki tane yan başlar oluşmaktadır. Her ocakta 2 – 3 sürgün bırakıldığında bir dekarda 2000 – 3000 arasında ana baş ve 4000 – 6000 arasında yan baş elde edilmektedir.
%30′ u erkenci olarak kabul edilen enginarlar 15 Şubat’a kadar hasat edilmiş olurlar. Hasat, çeşitlerin özelliğine göre başlar % 75 iriliğini tamamladığında yapılmalıdır. Bu devre enginar başlarını oluşturan yaprakların yeni yeni açılmaya başladığı zamandır. Hasat gecikirse hem yapraklar açılır hem de sertleşerek yenilebilme özelliklerini kaybederler.